Okulların açılmasıyla birlikte veliler, kırtasiye alışverişinin yarattığı ağır maliyetlerle yüzleşti. Defter, kalem, silgi gibi en temel araçların bile yüksek fiyatlara ulaşması, eğitim harcamalarını aile bütçelerinin en zorlayıcı kalemlerinden biri haline getirdi. Birçok veli çocuklarının ihtiyaç listesini eksik tamamlamak zorunda kalırken, bazı kırtasiyeler “askıda kırtasiye” uygulamalarıyla dayanışma örneği yaratıyor. Ancak hem sektör temsilcileri hem de sendikalar, bu girişimlerin ihtiyacın yalnızca küçük bir kısmını karşılayabildiğini vurgulayarak kalıcı çözüm için kamusal destek çağrısı yapıyor.

Nalan Onkar

‘Elmasta bile vergi yok’

İzmir’de faaliyet gösteren kırtasiye işletmesi sahibi Nalan Onkar, “Özellikle giderek artan kırtasiye fiyatları çok acı bir durum. Yiyeceğe ulaşamayan bir çocuk, eğitimi için gerekli olan kırtasiye malzemelerine de ulaşamıyor. Hâlbuki eğitim, onların geleceği için en önemli yatırım. Kırtasiye ürünlerinin kağıt, silgi, kurşun kalem gibi çok küçük bir kısmında adeta göstermelik şekilde KDV yüzde 10. Ama 1. sınıf öğrencisinin kullanacağı abaküs, sayı çubuğu, fasulye bile yüzde 20 KDV ile satılıyor. Öte yandan elmas yüzüğün KDV’si ise sıfır. Bu çelişki aslında çok şey anlatıyor. Uygulama ile birlikte ne kadar destek görsek de toplam ihtiyacın sadece onda birini karşılayabiliyor. Çok kaba bir hesapla söylüyorum: İki defter, üç kurşun kalemle bir eğitim yılı geçer mi? Böyle bile hesaplasak 1000 TL’den aşağıya düşmez. Bu alışverişin içerisinde etiket, yapıştırıcı, makas, kitap hiçbir şey yok. Ama en azından defteri, kalem kutusu, kırmızı kalemi, silgisi, resim defteri var” diye konuştu.

‘Bir dönemde 10 bin TL’

Günümüzde kırtasiye giderlerini hesaplamanın bile zor olduğunu çünkü fiyatların sürekli artış gösterdiğini kaydeden Onkar, “TÜİK verilerine bakarsanız zaten her şey güllük gülistanlık görünüyor ama gerçek öyle değil. Dayanışma sayesinde karşılanan bu oran, toplam ihtiyacın onda biri bile değil. Ama çocuklar yine de büyük bir mutlulukla kabul ediyor. Gerçekte ise çok büyük bir maliyet söz konusu. Bir veli, iki çocuğu için okulun verdiği listenin biraz altında bir alışveriş yapmıştı. Bir dönemlik kırtasiye masrafı bile 10 bin TL’yi geçiyor. Bunun içinde ise okul çantası bulunmuyor” dedi. Okul saatleri dışında koli toplayan, mendil satan ve aile bütçesine destek olmaya çalışan çocukların da bu ürünlere ihtiyacı olduğunun fark edilmesiyle birlikte uygulamaya başladıklarını söyleyen Onkar, “Çocuklar defter, kalem gibi basit kırtasiye ürünlerine bile ulaşamazken, vatandaşlar kendi çocukları için alışveriş yaparken fazladan bir ürün alıp ‘askıya’ bırakabiliyor” şeklinde konuştu.

‘İhtiyaç listesi veriyorlar’

İhtiyaç sahibi çocukların kendi listesini yapıp ilettiğini vurgulayan Nalan Onkar, “Ben de onların ihtiyaçları sağlandığı takdirde yanına kırmızı bir artı işareti bırakıyorum bir süre sonra kırtasiyeye geldiklerinde kırmızı artıları görünce çok seviniyorlar. Askıya bırakılan ürünler kırtasiyede özel bir köşede toplanıyor ve üzerlerine kırmızı artı işareti konularak ayrıştırılıyor. Böylece hem kırtasiyeci hem de çocuklar bu ürünlerin dayanışma için ayrıldığını kolayca anlayabiliyor” ifadelerinde bulundu. Çocukların en çok boya kalemine ihtiyaç duyduğunu ifade eden Onkar, çocuklar için hayal kurabilmenin en özel yolunun resim yapmaktan geçtiğine dikkat çekti. Onkar, sistemin hızlı ve şeffaf ilerlediğini katkıda bulunanın da ihtiyacı olanın da aynı noktada buluştuğunu vurguladı.

Özgür Şen-4

‘Temel ihtiyaçlar lüks oldu’

Yeni eğitim-öğretim yılı öncesinde kırtasiye ürünlerindeki fiyat artışlarının velileri bu yıl daha fazla zor durumda bıraktığını belirten Eğitim İş İzmir 1 No’lu Başkanı Özgür Şen, “Defter, kalem, silgi gibi en temel ihtiyaçlar bile artık lüks haline gelirken dar gelirli aileler çocuklarının eğitimden geri kalmaması için büyük fedakârlık yapmak zorunda kalıyor. Bu tablo, eğitim hakkının piyasanın insafına terk edildiğinin en açık göstergesidir. Eğitim anayasal bir haktır. Çocuklarımızın geleceği ticari kaygılara değil, kamusal bir sorumluluğa emanet edilmelidir. Eğitim kırtasiye, servis ve çocukların beslenmelerinin maliyetlerini karşılamakta aileler zorlanıyor. Çocuklarımız yeterince beslenemiyor, bir defter, bir kalem, bir silgi ile okula gitmek zorunda kalıyor” dedi. Askıda kırtasiye uygulamasının toplum dayanışmasının güzel bir örneği gibi görünse de aslında yoksulluğun geldiği noktayı gösterdiğini vurgulayan Şen, “Ancak unutulmamalıdır ki velilerin ve yurttaşların omuzlarına yüklenen bu sorumluluk aslında devletin asli görevidir. Dayanışma çabaları çok kıymetli olsa da kalıcı çözüm, devletin çocukların eğitim hakkını güvence altına almasıyla mümkündür” diye konuştu.

Kaynak: Filiz Erol