Balıkesir Sındırgı merkezli depremin ardından İzmir’de deprem farkındalığı konulu bir söyleşi düzenlendi. Kozalak Kültür Kitap Kafe’de gerçekleştirilen etkinlikte, Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, deprem öncesi, sırası ve sonrasında alınması gereken önlemleri paylaştı.
Deprem Öncesi ve Bölgedeki Riskler
Söyleşide konuşan Prof. Dr. Sözbilir, İzmir ve çevresinde yer alan fay hatlarının deprem üretme potansiyellerini değerlendirdi. Kentteki diri fayların tespit edildiğini ve geçmişteki depremler ile bir sonraki olası depreme kadar geçen sürelerin belirlendiğini aktardı. Seferihisar, Tuzla, Gülbahçe, Bergama ve Menemen faylarının uzun süredir deprem üretmediğine dikkat çeken Sözbilir, bu fayların deprem üretme zamanlarının yaklaştığını ifade etti. Öte yandan, İzmir, Yeni Foça ve Dağkızılca faylarının yakın dönemde deprem üretmesinin beklenmediğini belirtti.
İzmir’in Tarihsel Deprem Geçmişi
Prof. Dr. Sözbilir, İzmir’in yaklaşık 8 bin 500 yıllık yerleşim tarihi boyunca birçok depremle hasar gördüğünü hatırlattı. Bu tarihsel geçmişin, kentin olası büyük depremlere karşı hazırlıklı olması gerektiğini gösterdiğini vurguladı.
Yapı Stoğu ve Master Planın Önemi
Etkinlikte, İzmir’in mevcut yapı stokunun olası bir depremde ciddi risk oluşturduğuna dikkat çekildi. Prof. Dr. Sözbilir, İzmir Deprem Master Planının güncellenmesi gerektiğini ve kentin tüm afetlere dirençli hale gelmesi için İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) kapsamındaki eylemlerin tamamlanmasının büyük önem taşıdığını belirtti. Planın 2030 yılına kadar tamamlanmasının hedeflendiği kaydedildi.
Deprem Farkındalığı ve Toplumsal Hazırlık
Söyleşinin soru-cevap kısmında, deprem öncesi ve sonrasında bireylerin ve kurumların alması gereken önlemler tartışıldı. Prof. Dr. Sözbilir, risk azaltma çalışmalarının ve bina performans analizlerinin önemine vurgu yaptı.





