İzmir’in Bayraklı ilçesindeki Şehit Cesur İlkokulu, deprem sonrası yıkım kararı çıkan bir okul için geçici eğitim merkezi olarak kullanılmaya başlandı. Bu kapsamda Ticaret Borsası Ortaokulu öğrencileri de bir süredir aynı kampüste öğrenim görüyordu. Ancak iki okulun ortak kullandığı binada küçük bir eşyanın zarar görmesi, süreç içinde büyüyerek okulun huzurunu bozan, bir öğretmenin başka okula zorunlu olarak gönderilmesiyle 30 çocuğu derinden sarsan bir krize dönüştü. Kararın merkezinde, 25 yıllık deneyimiyle tanınan 3. sınıf öğretmeni Özge Karaca bulunuyor. Öğrencilerin ve velilerin “haksızlık” olarak nitelendirdiği tayin kararı, okulda travmaya dönüşmüş durumda.

Deprem nedeniyle yıkım kararı çıkan bir okulun öğrencilerinin bir süredir Şehit Cesur İlkokulu binasında eğitim gördüğünü belirten veliler, “Okulda bugüne kadar ciddi bir sorun yaşanmamıştı. Ancak çocuklarımızın bir gün sınıflarında dolaplarının dağıtıldığını, boyalarının kırıldığını ve bazı eşyalarının zarar gördüğünü fark etmesi ile süreç başladı. Durum okul yönetimine bildirildi; yönetim ise misafir ortaokulun sorumluluğunu üstlenen idareciyle temasa geçti. Bu andan sonra ise süreç olağan akışından çıkmaya başladı. İdareci, basit bir zararı kasıtlı saldırı gibi göstermeye çalıştı; öğretmenlere ve velilere yönelik imalı ifadeler kullandı; kantinlerde velilerle tartışmaya varan gerginliklere yol açtı. Hakkında daha önce de soruşturma bulunduğu belirtildi. İdareci ile bazı veliler arasında zaten bir süredir tansiyon varmış. Veliler olarak, idarecinin defalarca Milli Eğitim’e giderek cezai işlem için baskı yaptığını gördük” ifadelerini kullandı.

‘Sevilen bir öğretmen’
Olayı incelemek üzere görevlendirilen müfettişin kamera kayıtlarını izlemediği, veliler ve öğretmenler tarafından sunulan delilleri dikkate almadığı, yalnızca iki kişinin beyanına dayanarak işlem yaptığı iddia edildi. Bu karar sürecinin sonunda ise 25 yıldır hiçbir disiplin cezası bulunmayan, öğrencileri tarafından çok sevilen 3. sınıf öğretmeni Özge Karaca’nın, bulunduğu ilçeden uzak bir okula tayin edildiğini aktaran veliler, “25 yıllık meslek hayatında tek bir şikâyet, tek bir disiplin cezası olmayan, çocuklarımızla okulla hiçbir problem yaşamayan bir öğretmen” diye aktardı.
Özge Karaca’nın tayin kararının özellikle iki öğrencide derin izler bıraktığını belirten veliler, “Bunlardan biri geçtiğimiz yıl onkoloji tedavisi gören bir çocuk. Tedavi süreci boyunca uzun süre okula devam edemedi ama öğrencinin, hayata tutunma sürecinde öğretmeninin büyük payı var. Diğer çocuklardan, derslerinden geri kalmamasında ve devamsızlık konusunda çok yardımcı oldu. Çocuk, kemoterapi sürecinde aylarca okula gidemedi. Öğretmenimiz Özge Hanım hem akademik hem moral anlamında inanılmaz destek oldu. Evden ders verdi, arkadaşlarıyla bağını koparmaması için sürekli iletişimde kaldı. Şimdi karar sonrası çocuk, her akşam ağlayarak ‘Öğretmenim geri gelsin’ diye sesleniyor. Bu hastalığın moralle ne kadar bağlantılı olduğunu herkes bilir. Çocuk için bu karar çok büyük bir yıkım” diye konuştu.

‘Önceden huzurluydu’
Sınıftaki özel gereksinimli bir başka öğrencinin ise yaşananların ardından konuşmayı tamamen bıraktığı aktarıldı. Ailesi, çocuğun okula gitmek istemediğini, evde dahi iletişime kapandığını söyledi. Veliler, sınıfın genel durumunu şöyle özetledi: “Çocuklar okula gitmek istemiyor, ödev yapmıyor, her gün öğretmenlerini görmeden güne başlamak istemiyorlar. Bir anda sınıfın düzeni bozuldu, hepsinin psikolojisi altüst oldu. Bizim diğer okulun velileriyle, öğrencileriyle ya da öğretmenleriyle hiçbir problemimiz yoktu. Okulumuz çok huzurluydu. Bu karar okula huzursuzluk getirdi. Yerine sözleşmeli bir öğretmen atanması ise sınıftaki travmayı daha da derinleştirmiş durumda” diye konuştu.
“Karar yeniden gözden geçirilsin”
Veliler, yaşananların iki okul arasında kurumsal bir sorun değil, tamamen kişisel husumetler sonucu büyütülmüş bir kriz olduğunu vurguluyor. Hem İl hem ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerine defalarca dilekçe veren veliler, öğretmeni destekleyen çok sayıda imza topladı. Velilerin talebi, “Biz Özge Karaca öğretmenimizin geri dönmesini istiyoruz. Kişisel husumetler yüzünden 30 çocuğun eğitim hayatı, kanseri atlatmış bir çocuğun morali, özel gereksinimli bir öğrencinin psikolojisi bozuldu. Sesimizi duyurun” şeklinde. Veliler ve öğrenciler, kararın yeniden gözden geçirilmesini bekliyor.




