Selçuk Efes Kent Belleği’nde gerçekleşen “Yerel Kültür Politikaları” söyleşisi, kentin tarihsel ve kültürel dokusunu oluşturan en temel unsurlardan biri olan su kaynaklarına odaklandı. Arkeologlardan sanatçılara uzanan katılımcı profiliyle dikkat çeken etkinlikte, suyun kent yaşamındaki tarihsel ve sanatsal etkisi kapsamlı biçimde ele alındı.
Küçük Menderes'in arkeolojik mirası
Söyleşinin ilk bölümünde Arkeolog ve Gıda Mühendisi Ahmet Uhri, “Küçük Menderes Arkeolojisi” başlıklı sunumuyla izleyicilerle buluştu. Bölgenin yüzyıllardır taşıdığı arkeolojik mirası aktaran Uhri, Küçük Menderes’in kolektif hafızadaki yerini vurgularken, su kaynaklarının ticaret yollarını, kentlerin sosyoekonomik yapısını ve yerleşim biçimlerini nasıl şekillendirdiğine dair çarpıcı bilgiler paylaştı. Kentlerin yalnızca fiziki mekânlardan ibaret olmadığını belirten Uhri, arkeolojik verilerle desteklediği anlatımında, su kaynaklarının kent kimliğinde oynadığı rolü tarihsel örneklerle somutlaştırdı.
Sanatsal ve kültürel bir bellek taşıyıcısı
Etkinliğin ikinci bölümünde söz alan Teos Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Sarp Keskiner ile dernek üyesi Gökçe Süvari, suyun kentsel ve kültürel hafızadaki dönüştürücü etkisine dikkat çekti. İkilinin sunumunda, su kaynakları yalnızca yaşamın kaynağı değil, aynı zamanda toplumsal bağların ve kültürel üretimin taşıyıcısı olarak ele alındı. Gökçe Süvari, Forecast Türkiye kapsamında yürütülen “Suyun Belleği” projesi üzerinden suya sanatsal bir perspektiften yaklaştı. Projede, suyun aynı zamanda bir bellek aracı olduğuna dikkat çekilirken, sanatsal ifadelerle geçmişin ve toplulukların hikâyelerinin görünür kılındığı vurgulandı.