Türkiye’de milyonlarca çalışan ve işverenin merakla takip ettiği 2026 yılı asgari ücret tespit görüşmesi 12 Aralık Cuma günü yapılacak. Masada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türk-İş ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) bir araya gelecek ve toplantı ardından, belirlenen rakam, ekonomik dengeleri yeniden şekillendirecek. Masadan çıkacak kararın beklentinin altında kalması halinde ise vatandaş yine enflasyon karşısında ezilecek. Bu kapsamda girilen kritik süreci ve tahmini rakamları değerlendiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, masadan çıkacak kararın vatandaşa umut vaat etmediğini dile getirdi.

SORUNUN KAYNAĞI BURDA BAŞLIYOR

Türkiye’deki asgari ücretli sayısının, Avrupa Birliği’ndeki (AB) 21 ülkenin toplam asgari ücretli sayısına neredeyse eşit olduğunu vurgulayan Vekil Kılıç, “Asgari ücret, Türkiye’de artık istisnai bir ücret olmaktan çıkmış, genel ücret düzeyi haline gelmiştir. Sorunun kaynağı da tam burada yatıyor: İnsanlar bir ücret politikasıyla değil, bir yoksulluk politikasıyla karşı karşıya bırakılıyor. Son günlerde komisyonun yapısı tartışılıyor. Elbette tartışılabilir; ancak asıl mesele zihniyetin değişmesidir. Asgari ücret, uluslararası standartlara uygun şekilde; ülkenin büyümesine, verimlilik artışına, genel ücret düzeyine ve çalışanların insanca yaşama hakkına göre belirlenmelidir. Bugün ülkede: Açlık sınırı 29 bin 828 TL, yoksulluk sınırı 97 bin 159 TL, tek bir kişinin yaşama maliyeti ise 38 bin 752 TL’dir. Bu koşullarda milyonlarca insan fahiş kiralarla boğuşuyor, temel gıdaya erişemiyor, çocuklar okula aç gidip aç dönüyor. Böyle bir ekonomik tabloda, hükümetin komisyonu sadece ‘asgari’ bir ücret belirleyen değil, milyonların hayat standardını belirleyen bir kuruma dönüşmüştür. Dolayısıyla, bu zihniyet ve bu ekonomik yaklaşım değişmediği sürece, komisyonun kararından ümitli olmak mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Maas Farki Odeme Takvimi 2025 Maas Farklari Ne Zaman Yatacak

YIL İÇİNDE ENFLASYONA GÖRE GÜNCELLENMELİ

Kulislerde dolaşan asgari ücretin 28 bin TL olacağı yönündeki söylentilere “28 bin TL, bugün sadece açlık sınırının bile altında kalan bir rakamdır” diyerek eleştiren ve asgari ücretin belirlendikten sonra yıl içinde enflasyona göre güncellenmesi gerektiğini savunan Kılıç, “Bu rakam bir insanın kirasını ödeyip, faturasını karşılayıp, çocuğunu okula gönderip sağlıklı şekilde beslenmesinin mümkün olmadığı bir düzeydir. Bizim için mesele sadece bir rakamın telaffuz edilmesi değil: Emekçinin, ailesiyle birlikte insan onuruna yaraşır bir yaşam sürüp süremeyeceği meselesidir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak teklifimiz nettir: Asgari ücret en az 39 bin TL olmalıdır ve yılda en az iki kez, enflasyonun çift haneli olduğu yılda ise dört kez güncellenmelidir. Bu rakam bile yoksulluk sınırının çok altındadır ama en azından çalışanı açlık sınırının üzerinde tutmayı hedeflemektedir. Dolayısıyla 28 bin TL gibi bir rakam, bugünkü ekonomik şartlarda, yoksulluğu kurumsallaştırmak anlamına gelir. Hükümet ‘müjde’ diye sunmaya çalışsa da, bu düzenlemede çalışanların kazanacağı bir şey yoktur” dedi.

EMEKÇİNİN ALIN TERİ ÜZERİNDEN TASARRUF YAPILAMAZ

Kılıç, Kasım 2025 enflasyon oranının yüzde 31,07 olarak belirlenmesine tepki göstererek, “Açıklanan enflasyon oranlarıyla vatandaşın yaşadığı enflasyon arasındaki fark giderek büyüyor. Pazarda, markette, kirada, ulaşımda hissedilen hayat pahalılığı yüzde 31 değildir. Bu nedenle resmi verilerin toplumun reel hayatıyla uyumsuz olduğu açıktır. Asgari ücretin enflasyon karşısında erimemesi için, yapılacak artışın: Gerçek enflasyonu, ülkenin büyüme oranını, verimlilik artışını ve çalışanların insanca yaşama hakkını esas alması gerekir. Bugünkü ekonomik krizde, en az 39 bin TL’lik bir ücret, çalışanı açlık sınırının üzerine taşıyabilecek minimum düzeydir. Aksi takdirde yapılacak her artış, daha yılın ilk aylarında eriyecek, milyonlarca çalışan yeniden sefalet çizgisinin altına düşecektir. Biz CHP olarak her platformda şunu savunuyoruz: Asgari ücret bir hayatta kalma ücreti değil, bir yaşama ücretidir. Emekçinin alın teri üzerinden tasarruf yapılamaz” açıklamasında bulundu.

Muhabir: Ayselin Uzun