2003 doğumlu millî paralimpik yüzücü Sümeyye Boyacı, kamuoyunda sıkça merak edilen “kollarını nasıl kaybetti?” sorusunun aksine, doğuştan iki kolu olmadan dünyaya geldi. Boyacı, herhangi bir kaza ya da sonradan yaşanan bir olay sonucu değil, doğuştan gelen fiziksel farklılığıyla hayata başladı. Aynı zamanda kalça çıkığı teşhisiyle dünyaya gelen Sümeyye Boyacı’nın yaşam öyküsü, erken çocukluk yıllarından itibaren azim, disiplin ve kararlılıkla şekillendi.
5 Şubat 2003 tarihinde Eskişehir’de, annesi Semra Boyacı ile babası İsmail Boyacı’nın ilk çocuğu olarak dünyaya gelen Sümeyye Boyacı, ailesinin desteğiyle küçük yaşlardan itibaren hayata güçlü bir şekilde tutundu. Ailesi, doğduğu günden itibaren onu “prensesleri” olarak gördüklerini ve tüm hayatlarını Sümeyye’nin eğitimine, toplum içinde kendi ayakları üzerinde duran bir birey olmasına adadıklarını her fırsatta dile getirdi. Boyacı da bu süreci özellikle annesiyle özdeşleştirerek, annesinin yaklaşımını “fedakârlık değil, tam anlamıyla adanmışlık” sözleriyle ifade etti.

Sümeyye Boyacı, okul öncesi dönemde kollarının olmadığının farkına vardığında, ayaklarını ellerinin yerine kullanmayı öğrendi. Anaokuluna başlayacağı yaşlarda kalemi ayak parmaklarının arasına alarak yazı yazmaya ve resim çizmeye başladı. Çizim yeteneği kısa sürede dikkat çekti. Rus masallarının Türkçe’ye çevrilmesine katkı sağlanan bir projede, masal kitaplarının resimlerini ayaklarıyla çizdi. Henüz 10 yaşındayken yaptığı resimlere alıcı bulmaya başlaması, onun sanat alanındaki yeteneğini de ortaya koydu. Resim ve ebru sanatıyla ilgilenen Boyacı, bu alanda bir sergi de açtı.
Ancak Sümeyye Boyacı’nın hayatındaki asıl dönüm noktası yüzmeyle tanışması oldu. Henüz 5 yaşındayken “Eğer balıklar kolları olmadan yüzebiliyorsa, ben de yüzebilirim” düşüncesiyle 2008 yılının sıcak bir yaz gününde kendini havuza attı. O gün başlayan serüven, Türk paralimpik yüzme tarihine damga vuran bir başarı hikâyesine dönüştü. Eğer kollarının olmamasını bir engel olarak görüp yüzmeye başlamasaydı, bugün spor dünyası onu “kolları olmayan şampiyon yüzücü” olarak tanımayacaktı.

İlk yıllarda Eskişehir’de yüzmeye başlayan Boyacı, 10–11 yaşlarına kadar bulunduğu havuzun dikkat çeken yüzücülerinden biri oldu. Daha sonra antrenörü Mehmet Bayrak ile yollarının kesişmesi, kariyerinde yeni bir sayfa açtı. Kısa sürede paralimpik yüzmenin öne çıkan isimlerinden biri haline geldi.
Uluslararası alandaki ilk önemli deneyimlerini 2016 yılında yaşadı. Berlin’de katıldığı yarışmalarda madalya kazanamayan Boyacı, aynı yıl Rio Paralimpik Oyunları’ndan da derecesiz döndü. Ancak bu sonuçlar onun için bir son değil, yeni bir başlangıç oldu. 2017 yılında İtalya’da düzenlenen yarışmalarda üçüncülük elde ederek ilk uluslararası madalyasını kazandı. 2018 yılının nisan ayında Brezilya’da düzenlenen yarışmalarda ise sırtüstü branşında altın, kelebek stilinde gümüş madalya alarak dikkatleri üzerine çekti.
Aynı yıl Avrupa Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda 50 metre sırtüstü S5 kategorisinde altın madalya kazanan Sümeyye Boyacı, bir yıl sonra İngiltere’de düzenlenen Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda gümüş madalyayla kürsüye çıktı. Ardından İtalya’da düzenlenen Paralimpik Yüzme Dünya Serileri’nde yeniden altın madalya kazanarak Avrupa ve dünya çapında en hızlı paralimpik kadın yüzücüler arasında yer aldı.
Spor kariyerinin yanı sıra günlük yaşamında da aktif bir profil çizen Boyacı’nın hobileri arasında yemek yapmak da bulunuyor. Resim ve sanata olan ilgisini sürdüren genç sporcu, eğer yüzücü olmasaydı, bugün dünyaca tanınan bir ressam olabileceğini de dile getiriyor. Ancak yüzme, onun hayatında vazgeçilmez bir yer edindi.
Sümeyye Boyacı’nın başarısı yalnızca sporla sınırlı kalmadı. Dünyaca ünlü Barbie markası, Boyacı’yı rol model alarak onun fiziksel özelliklerini yansıtan bir oyuncak bebek üretti. Çocukluğunda Barbie bebeklere ilgi duyan Boyacı, kendisini temsil eden bebeğin mağazalarda satışa sunulmasının kendisi için tarifsiz bir duygu olduğunu ifade etti.
Bugün Sümeyye Boyacı, doğuştan kolları olmadan dünyaya gelmesine rağmen, azmi ve çalışkanlığıyla Türkiye’nin paralimpik yüzmede Avrupa, dünya ve olimpiyat madalyaları beklediği en önemli kadın sporcularından biri olarak yoluna devam ediyor.





