American Eagle’ın, Sydney Sweeney ile hazırladığı reklam kampanyası büyük bir tartışmayı tetikledi. “Great Genes” (Harika Genler) sloganı, Sweeney’nin fiziksel özellikleriyle birleşince sosyal medyada öjenizm ve ırkçılık çağrışımlarına neden oldu. Peki, Sydney Sweeney kampanya olayı nedir?

Sydney Sweeney kampanya olayı nedir?

2025 yılı başlarında Amerikan hazır giyim markası American Eagle, genç kuşaklara yönelik bir jean kampanyası başlatmak üzere ünlü oyuncu Sydney Sweeney ile iş birliği yaptı. Kampanyanın temel sloganı olarak seçilen “Sydney Sweeney Has Great Genes” ifadesi, hem "jean pantolonlar"ı (jeans) hem de "genetik miras"ı (genes) çağrıştıran çift anlamlı bir kelime oyununa dayanıyordu. Markanın amacı, AE jean’lerinin gençler üzerindeki stil etkisini Sweeney’nin popülerliği üzerinden vurgulamak, sosyal medya çağında viral olabilecek bir mecra yaratmaktı. Ancak bu strateji, hedeflediği kadar olumlu değil; tam tersine son derece tartışmalı bir etki yarattı.

Irkçılık, Öjenizm ve kültürel körlük eleştirileri

Reklam yayınlandıktan kısa süre sonra sosyal medya kullanıcıları tarafından ağır eleştirilere maruz kaldı. "Great genes" ifadesi, reklamın başrolünde yer alan Sydney Sweeney'nin beyaz tenli, sarışın ve mavi gözlü bir oyuncu olmasıyla birleşince, birçok kişi tarafından "genetik üstünlük" ve "ırkçı çağrışımlar" içerdiği şeklinde yorumlandı. Eleştirmenler, bu tür kelime oyunlarının özellikle Batı tarihindeki öjenizm ve Nazi propagandası gibi karanlık dönemleri anımsattığını vurguladı. Özellikle sosyal adalet, kapsayıcılık ve çeşitlilik odaklı günümüz kültür ikliminde bu tarz içeriklerin büyük tepkiler çekmesi kaçınılmaz hale geldi.

Markanın sessizliği ve kriz yönetimi eleştirisi

Tepkilerin yoğunlaşmasıyla birlikte American Eagle, kampanya videosunu sosyal medya hesaplarından sessizce kaldırdı. Ancak bu geri çekilme sonrası kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmadı. Bu sessizlik, iletişim uzmanlarına göre krizi daha da derinleştirdi. Markanın tutumu, tepkilere duyarsız kalmakla, kültürel sorumluluktan kaçınmakla ve toplumsal hassasiyetleri görmezden gelmekle eleştirildi. İletişim boşluğunda oluşan spekülasyonlar, markanın değerlerini ve amaçlarını sorgulatmaya başladı. Bu durum, kriz anlarında şeffaf iletişimin önemini bir kez daha gündeme taşıdı.

Finansal başarı ve görünürlük artışı

İronik biçimde, tüm bu eleştiriler ve tartışmalar, kampanyanın markaya olan etkisini yalnızca negatif değil, aynı zamanda pozitif yönde de etkiledi. CX Lavender ajansının verilerine göre, kampanya sonrası American Eagle’ın marka değeri yaklaşık 310 milyon dolar arttı. Dijital platformlarda ise kampanya toplamda 4 milyardan fazla etkileşim aldı. Bazı uzmanlara göre bu sonuç, krizle beslenen bir görünürlük stratejisinin başarılı olduğuna işaret ediyor. Ancak bu “başarı”, etik sınırların nerede çizileceği ve markaların nasıl bir sorumluluk taşıdığı konularında tartışmaları da beraberinde getirdi.

Kaynak: Haber Merkezi