Gezi Davası kapsamında 18 yıl hapis cezasına mahkûm edilen ve 42 aydır tutuklu bulunan şehir plancısı Tayfun Kahraman, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) ikinci kez başvurduğunu açıkladı. Kahraman, AYM’nin ihlal kararının uygulanmaması ve yeniden yargılama ile tahliye talebinin reddedilmesinin ardından sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yaptı.
Kahraman, “Bugün ikinci kez Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak hakkımdaki kararın hayata geçirilmesini talep ettiğimi kamuoyuyla paylaşmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
“Hukuka Olan İnancımı Korumak İçin Konuşmadım”
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, daha önce Kahraman’ın yeniden yargılama, infazın durdurulması ve tahliye taleplerini reddetmişti. AYM kararına rağmen tutukluluğunun devam ettiğini vurgulayan Kahraman, bugüne kadar sessiz kalmasının “hukuka ve sabra duyduğu inançtan” kaynaklandığını belirtti.
Kahraman, açıklamasında şu sözlere yer verdi:
“AYM’nin hakkımda verdiği ihlal kararına rağmen, adil yargılanmadığım tescillenmişken hâlâ özgürlüğüme kavuşamadım. 4 yıldır Silivri’deyim. Evime, kızım Vera’ya dönemiyorum. Bu çok ağır bir durum ve bunu yalnızca yaşayan anlayabilir.”
“Bu Sadece Benim Özgürlüğüm İçin Değil”
Başvurusunun yalnızca kişisel bir mücadele olmadığının altını çizen Kahraman, sürecin hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı açısından kritik önem taşıdığını dile getirdi:
“Yaptığım başvuru yalnızca benimle ilgili değildir. Hepimizin ortak ihtiyacı olan hukukun üstünlüğünü, adil yargılanma hakkını ve AYM kararlarının bağlayıcılığını ilgilendiriyor.”
“Kim İçin Olursa Olsun, Adaletin Yanında Durmalıyız”
Kahraman, her siyasi görüşten kişinin hukuk karşısında eşit olması gerektiğini vurgulayarak toplumsal dayanışma çağrısı yaptı: “Bugün karar beni ilgilendiriyor olabilir, yarın başka bir yurttaşı… Haksızlığa uğrayan kim olursa olsun yanında durabildiğimiz ölçüde bu ülkede güvende olabiliriz. Çağrım yalnızca bana destek verilmesi değil; hukuk devletinin korunması için doğru tarafta durma çağrısıdır.”
“Adil Bir Düzen İstiyorum”
Açıklamasının sonunda, yaşadığı sürecin kendisi ve ailesi için ağır sonuçları olduğuna işaret eden Kahraman, adalet mücadelesinin kişisel değil toplumsal bir gereklilik olduğunu vurguladı:
“Evladım Vera başta olmak üzere, gelecek nesiller için adil bir düzen istiyorum. Kimse masumiyetini savunmak zorunda bırakılmasın. Allah kimseyi buna mecbur etmesin.”





