Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 3 Mayıs 2025’te açıkladığı yeni makroihtiyati tedbirlerle Türk lirasına geçiş sürecini hızlandırmayı ve finansal istikrarı güçlendirmeyi hedefliyor. Açıklanan düzenlemeler bankacılık sisteminden mevduat yapılarına, ihracat döviz gelirlerinden zorunlu karşılık oranlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Merkez Bankası’nın attığı adımlar, TL’yi daha cazip hale getirme, döviz talebini baskı altına alma ve rezerv birikimini destekleme amacı taşıyor. Ancak bu süreç, özellikle ihracatçı firmalar açısından yeni stratejik denge arayışlarını da beraberinde getiriyor.
Yeni düzenlemelere göre, yabancı para mevduatların zorunlu karşılık oranı tüm vadelerde 200 baz puan artırıldı. Döviz cinsi repo işlemlerindeki karşılık oranı ise 400 baz puan yükseltildi. Bankaların TL mevduat oranlarını her ay en az 0,3 puan artırmaları gerekecek. Ayrıca TL zorunlu karşılıklara uygulanan faiz oranı da TCMB fonlama maliyetinin yüzde 84’ünden yüzde 86’sına çıkarıldı.
Dengeyi iyi kurmak şart
İhracatçılara doğrudan etki eden iki kritik düzenleme ise döviz gelirlerinin yüzde 35’inin TCMB’ye satış zorunluluğu ve TL’ye dönüşümde verilen yüzde 3’lük destek olarak öne çıkıyor. Ancak her iki uygulamanın da sadece 31 Temmuz 2025 tarihine kadar geçerli olması, ihracatçılar açısından sürdürülebilir planlama yapılmasını zorlaştırıyor.
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, alınan kararların TL’nin reel olarak değerlenmesini desteklediğini ancak ihracatçının uluslararası rekabette zorlanmaması için dengeye ihtiyaç olduğunu belirtti. Eskinazi, kısa vadeli teşviklerin yerine yıl sonuna kadar uzatılacak daha istikrarlı uygulamaların ihracat planlaması için kritik olduğuna dikkat çekti.
Piyasa dinamikleri değişti
Yüksek faiz ve değerli TL ortamının üretim ve ihracat yapan firmalar için maliyet baskısını artırdığını dile getiren Eskinazi, firmaların artık brüt satışa değil operasyonel verimliliğe odaklanması gerektiğini söyledi. Kur artışlarının sınırlı olacağı bir döneme girildiğine işaret eden Eskinazi, bütçe disiplininin, maliyet hesabının ve risk yönetiminin bu yeni dönemde öncelik kazanacağını vurguladı.
ABD’ye ihracatta yükselen navlun maliyetlerinin artık önemli bir engel oluşturduğunu dile getiren Eskinazi, bölgesel teşvikler ve özel destek mekanizmalarının gündeme alınması gerektiğini belirtti. Ege İhracatçı Birlikleri olarak geçiş sürecinde firmalara yol göstermeyi sürdüreceklerini ifade eden Eskinazi, bu yeni dönemin ancak stratejik uyumla yönetilebileceğini söyledi.