Türk lirasındaki değer kaybı, azalan taksit sayısı ve yüksek vade farkları nedeniyle vatandaş kartla harcamalarını azaltıyor. Merkez Bankası verilerine göre, 28 Mart 2025’te 422,6 milyar lira olan kartlı harcamalar, 16 Mayıs haftasında 405,1 milyar liraya geriledi. En fazla kart harcaması 135,1 milyar lira ile market ve AVM sektöründe gerçekleşti. AVM ve mağaza ziyaretlerinin alışverişe dönme oranının da düştüğü belirtildi. Türkiye’de dijital bankacılık müşteri sayısı 120 milyonu, kredi kartı sayısı ise 130 milyonu geçti. Kartlar nakdin yerini alırken, borcunu ödeyemeyenlerin sayısı da hızla artıyor.

‘Temkinli davranılıyor’

Yılın altıncı ayına yaklaşırken, Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmelerin vatandaşın cüzdanına doğrudan yansımaya başladığını aktaran Sokak Ekonomisti Dr. Osman Sirkeci, “Artan enflasyon, fiyatlardaki hızlı yükseliş ve gelir artışlarının yetersiz kalması, özellikle dar gelirli kesimde temkinli bir harcama davranışını zorunlu kılıyor. Emekliler, asgari ücretliler ve işsizler, ellerine geçen sınırlı gelirle temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken, zorunlu olmayan harcamaları erteleyerek ayakta kalmaya çalışıyor. Bu durum, tüketicinin harcamalarında ‘frene bastığını’ net biçimde ortaya koyuyor. Tüketici, bugünü değil yarını düşünerek hareket ediyor. Gelirinin yetersizliğini bilen yurttaş, geleceğe dönük bir belirsizlik içinde hareket ediyor. Bu nedenle bugünden itibaren hem ekonomik hem de siyasi gelişmelere göre pozisyon alan, ihtiyatlı bir tüketici profili ile karşı karşıyayız” dedi.

Osman Sirkeci-1

‘Sahada yüzde 50’

2025’in ilk yarısının hem fiyatların hem de enflasyonun hızla arttığı bir dönem olduğunu vurgulayan Dr. Sirkeci, “Nisan ve Mayıs aylarında maliyetlerdeki artış, market raflarındaki fiyatlara doğrudan yansıdı. Aynı dönemde herhangi bir ek gelir artışıyla desteklenmeyen dar gelirli kesim, maaşlarıyla ay sonunu getirmekte zorlanmaya başladı. Maliye Bakanı’nın da kabul ettiği üzere, fiyat artışları toplumun büyük kısmı için ciddi bir baskı oluşturmuş durumda. Resmi verilere göre yılın ilk dört ayında enflasyon yüzde 13 düzeyinde gerçekleşti. Ancak vatandaşın hissettiği ve gündelik yaşamında karşılaştığı fiili enflasyon bunun çok daha üzerinde. Gıda, kira, ulaşım ve temel tüketim kalemlerinde yaşanan fiyat artışları, TÜİK tarafından açıklanan oranların ötesine geçerek, halkın alım gücünü önemli ölçüde erozyona uğrattı. Önümüzdeki iki ayda açıklanacak verilerle birlikte enflasyonun resmi düzeyde yüzde 15-16’ya ulaşması bekleniyor. Ancak sahada hissedilen artış oranının yüzde 40-50 bandında olduğu görüşü hâkim” diye konuştu.

‘Acil olmayan erteleniyor’

Temmuz ayında yapılması beklenen maaş zamlarının, vatandaş için kritik bir dönemeç olarak görüldüğünü aktaran Dr. Osman Sirkeci, “Emekliler, memurlar ve asgari ücretliler, hükümetin açıklayacağı yeni maaş düzenlemelerini bekliyor. Ancak bu artışların bile son bir yılda yaşanan fiyat artışlarını karşılayamayacağı düşünülüyor. Bu nedenle tüketiciler, şimdiden temkinli davranarak harcamalarını minimum seviyeye çekmiş durumda. Acil olmayan ihtiyaçlar erteleniyor, temel tüketim kalemlerinde daha uygun fiyatlı alternatiflere yönelme gözlemleniyor. Giyim, ev eşyası, teknoloji ve tatil gibi alanlarda talep düşerken, market alışverişlerinde dahi ürün karşılaştırmaları yapılarak alışveriş listeleri yeniden şekillendiriliyor. Tüketici, harcamalarını temmuz ve sonrası için planlamaya çalışıyor; çünkü ‘bugün yapılan bir harcama, yarın ödenemeyebilir’ endişesi her geçen gün daha fazla hissediliyor” ifadelerini kullandı.

‘Tasarrufu ihtiyaçtan yapıyor’

Enflasyonun yanı sıra ekonomik geleceğe dair belirsizliğin de vatandaşın harcamalarını frenlemesinde etkili olduğunu dile getiren Dr. Sirkeci, “Tüketici, önünü göremediği için tasarruf yapmaya çalışıyor. Ancak bu "tasarruf" çoğu zaman eldeki gelirden artırmak değil, harcamaları kısmak anlamına geliyor. Zorunlu ihtiyaçlarda dahi minimum harcamayla yetinme eğilimi yaygınlaşmış durumda. Vatandaşlar, gelecekteki maaş artışlarının sınırlı kalacağına inanıyor ve olası bir ekonomik kriz veya siyasi gelişmeye karşı hazırlıklı olmak istiyor.

Kaynak: Filiz Erol