Ege Üniversitesi Botanik Bahçesi ve Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Yıldırım’ın da içinde yer aldığı bilim ekibi, Karaman’ın Dereköy kırsalında tamamen yeni bir yılanpancarı (Biarum) türünü bilim dünyasına kazandırdı. Keşfe, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Ömer Çeçen ve Şanlıurfa’dan Doç. Dr. Mehmet Maruf Balos da katkı sundu.

Bitki literatürü genişliyor

Bitkinin keşfine dair ayrıntıları paylaşan Prof. Dr. Yıldırım, 2023 yılında mantar toplamak üzere dağlara çıkan Gülşen Kavas’ın dikkatini çeken türün fotoğraflanıp Dr. Çeçen’e ulaştırılmasıyla sürecin başladığını aktardı. Uzman ekip, yaptıkları morfolojik ve karşılaştırmalı analizlerde bitkinin daha önce tanımlanmadığını belirledi. En yakın akrabasının Antalya civarında görülen “Dağ yılanpancarı” olduğuna işaret eden Prof. Dr. Yıldırım, spatha ve çiçek borusu gibi yapısal farkların yeni türü ortaya koyduğunu ifade etti. Yeni tür, ilk bulan kişi anısına “Biarum gulsenianum” adını alırken, Türkçede ise “Karaman yılanpancarı” olarak literatüre geçti. Türün tanımı, saygın uluslararası botanik dergilerinden Annales Botanici Fennici’de yayımlandı.

Türün durumu "Kritik tehlikede"

Biarum cinsinin genel yapısına da değinen Prof. Dr. Yıldırım, bu bitki grubunun Akdeniz’den Güney Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada yer aldığını ve toplamda yaklaşık 22 tür içerdiğini belirtti. Türkiye'nin ise bu cinsin çeşitliliği açısından önemli bir merkez olduğunu vurguladı. Yeni keşifle birlikte Türkiye’deki Biarum türü sayısı 12’ye, endemik tür sayısı ise 4’e yükseldi. Ancak bu başarıya gölge düşüren önemli bir gerçek de dikkat çekti. Prof. Dr. Yıldırım, yeni türün yalnızca çok dar bir alanda, 100’den az bireyden oluşan küçük bir popülasyonla temsil edildiğini söyledi. Bu durumun, IUCN’nin 2025 kriterlerine göre türün “Kritik Tehlike” altında olduğunu gösterdiğini belirtti.

İş birliği ve acil koruma çağrısı

Bitkinin doğal ortamda karşılaştığı tehditlere de dikkat çeken Prof. Dr. Yıldırım, zehirli yapısı nedeniyle hayvanlar tarafından tüketilmeyen bu bitkinin, buna rağmen toprak tahribatı ve habitat kaybı gibi risklerle karşı karşıya olduğunu dile getirdi. Yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına ve bilim camiasına çağrıda bulunarak, acil bir koruma planı hazırlanmasının şart olduğunu vurguladı.

Muhabir: Nazlı Şentürk