Yaz mevsimi gelmiş olsa da meyve artık birçok aile için bir lüks haline gelmiş durumda. Artan üretim maliyetleri, kuraklıkla ağırlaşan iklim koşulları ve buna bağlı olarak azalan ürün miktarı, yaz meyvelerini sofralardan uzaklaştırdı. İzmir’de semt pazarlarında tezgâhlar her zamanki gibi rengârenk görünse de vatandaş için bu manzara artık sadece bir seyirlik. Kilo ile meyve almak bir yana, yarım kilo bile almakta zorlanan tüketiciler, fiyatlara yaklaşamıyor. Geçmiş yıllarda yaz aylarının vazgeçilmezi olan kiraz, şeftali, armut ve erik gibi meyveler bu yıl el yakıyor. 3 adet avokado 100 TL’den satılırken, bir adet ananasın fiyatı 200 TL’yi buluyor. Çilek ve erik kilogram fiyatları 200 TL’ye kadar çıkarken kirazın tanesi 3 TL’den satılıyor. İçinde 4 veya 5 adet olan muz ortalama 110 liraya satılıyor. Pazarcılar da bu durumdan memnun değil. Bir yandan maliyetlerin artması, diğer yandan alım gücünün düşmesi, hem satışları hem kazancı ciddi şekilde etkiliyor. Üretici üretimden çekiliyor, kalan az miktarda ürün de yüksek fiyatla pazara geliyor.

Hamdin Erişen (1)

‘Kuyumcu gibi’

Meyvede bu yıl büyük bir düşüş yaşandığını belirten İzmir Pazarcılar Esnaf Odası Başkanı Hamdin Erişen, “Geçen seneye göre meyve çok az. Maliyetler zaten aldı başını gitti. Gübre, mazot, işçilik derken üretici artık dayanamıyor. Ürün az, haliyle fiyat yüksek. Kiraz 200 liraya kadar çıkıyor. Şeftali daha yeni başladı ama 50-60 liradan aşağı değil. Armut daha pazara inmedi ama o da pahalı gelecek belli. Elmanın bile fiyatı artık vatandaşı zorluyor. Pazarlarda oluşan kalabalık ilk bakışta yanıltıcı olabiliyor. Alışveriş yapan sayısı oldukça düşük. Fiyat sorup geçenlerin sayısı daha fazla. Esnaf arkadaşlar, terazileri neredeyse gramla ayarlayacak duruma geldiklerini söylüyor. Çoğu insan sadece fiyat sorup gidiyor. Evine yarım kilo meyve bile götüremeyen var. Şu an neredeyse gramla satış yapacağız. Yakında kuyumcular gibi hassas terazi alıp gramla satar hale geleceğiz. İnsanlar almak istiyor ama alamıyor. Biz de üzülüyoruz” dedi.

İhracat pahalılığı

Ekonomik krizle birlikte vatandaşın alım gücünün düştüğünü belirten Erişen, “Elindeki sınırlı parayı korumaya çalışıyor. POS cihazı kullanan esnaf da var. Peynir, zeytin satanlar genelde kullanıyor ama meyve, sebze satanlarda yok denecek kadar az kullanan var. Hallerdeki ürünlerin büyük bölümünün öncelikli olarak ihracatçılara gitmesi de iç piyasadaki fiyatları doğrudan etkiliyor. Ürünler tezgâha bile gelmeden ihracatçılar topluyor. En güzel meyveler yurtdışına gidiyor. Geriye kalan da az ve pahalı. Hem biz yüksek fiyata alıyoruz hem de vatandaşa ucuz veremiyoruz. Bu sistem böyle giderse bizim pazarda satacak doğru dürüst ürün bile kalmayacak. İzmir’deki birçok semt pazarı esnafı, özellikle yaz aylarında hal ürünlerinin büyük kısmının ihracatçılar tarafından topluca alınmasının hem arzı düşürdüğünü hem de fiyatları yukarı çektiğini belirtiyor. Hal böyle olunca, yurtiçindeki tüketici için meyve gitgide ulaşılması daha zor bir ihtiyaç haline geliyor. İhracat bir süre dursun, çocuklarımız meyve yiyebilsin” ifadelerini kullandı.

Sabahattin Yeşiltepe-1

‘Pazarda görüyoruz’

Torunlarına meyve alamaz hale geldiklerini belirten DİSK Emekli Sen Ege Bölge Temsilcisi Sabahattin Yeşiltepe, “Yarım kilosunu geçtik, artık gramla bakıyoruz. Çocuklar çilek, kiraz istiyor ama fiyatını görünce yanına bile yaklaşamıyoruz. Çocukların gözleri tezgâhta kalıyor, biz başımızı öne eğip geçiyoruz. Artık pazar gezmek, alışveriş yapmak değil, bakıp iç geçirmek haline geldi. Eskiden evimize çeşit çeşit meyve girerdi, torunlara bol bol yedirirdik. Şimdi çileğin tanesi sayılıyor, kiraz neredeyse altınla yarışıyor. Meyvenin sofraya girmesi gerçekten çok zorlaştı. Gözümüz kalıyor ama cebimiz yetmiyor” diye konuştu.

‘Bir dilim karpuz alamıyoruz’

Alım gücünün eridiğini vurgulayan DİSK Emekli Sen Ege Bölge Temsilcisi Sabahattin Yeşiltepe şunları söyledi: “Markette ya da pazarda fiyat etiketine bakınca sadece iç çekiyoruz. Maaş yetmiyor, emekli zaten perişan. Evlatlarımızın çocuklarına bir dilim karpuz, bir avuç üzüm alamaz hale geldik. Bu yaşta elimizle büyüttüğümüz torunlara ‘paramız yok’ demek yüreğimizi parçalıyor. Meyve artık bir ihtiyaçtan çıkıp lüks tüketim oldu. Sofralarımızda olması gereken en temel gıdalardan biri bile elimizden kayıp gidiyor. Eskiden yaz geldi mi meyve bol olur, sofralar şenlenirdi. Şimdi sofralarımız boş” sözlerine yer verdi.

Kaynak: Filiz Erol