Devletin şeffaflık politikası gereği kamuoyuna açıklanan vergi borçluları listesi, “vergi yüzsüzü” tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Yüksek borcunu ödemeyen kişi ve kurumların ifşa edilmesi bir yandan kamu denetimi olarak değerlendirilirken, diğer yandan itibar tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
Vergi Yüzsüzü nedir?
"Vergi yüzsüzü" ifadesi, resmi mevzuatta yer almayan ancak kamuoyunda sıkça kullanılan bir tanımlamadır. Bu tabir genellikle, yüksek miktarda vergi borcu olmasına rağmen bu borcu ödemeyen kişi ya da kurumları tarif etmek için kullanılır. Vergi borçlarını ödeme konusunda sorumluluk almayan ve borçları uzun süreli olarak devlete karşı yükümlülük haline gelen mükellefler bu kapsamda değerlendirilir.
Resmî Uygulamada “Vergi Yüzsüzleri Listesi”
Her ne kadar "vergi yüzsüzü" ifadesi teknik bir terim olmasa da, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın düzenli olarak yayımladığı “vergi borçluları listesi” kamuoyunda bu adla anılmaktadır. Bu liste, hem şeffaflık politikası gereği hem de kamu vicdanını rahatlatmak adına periyodik olarak kamuya açıklanır.
Vergi Yüzsüzü Kimlere Denir?
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından ilan edilen vergi borçluları listesine girebilmek için bazı kriterler mevcuttur:
- Kesinleşmiş Vergi Borcu: Kişi ya da kurumun devlete olan vergi borcunun kesinleşmiş olması gerekir. Henüz dava süreci devam eden, itiraz edilen borçlar bu kapsama girmez.
- Borç Tutarı Limiti: Her bir vergi dairesi için, ödenmemiş borç toplamı 5 milyon TL ve üzeri olmalıdır.
- Borç Süresi: Borcun vadesi geçmiş ve ödenmemiş olması gerekir.
- Vergi Cezaları Dahil: Sadece vergi borçları değil, kesilmiş ve kesinleşmiş vergi cezaları da bu kapsamda değerlendirilir.
İsimler nasıl ifşa ediliyor?
Gelir İdaresi Başkanlığı, bu kişilerin isimlerini önce ilgili vergi dairelerinin ilan panolarında duyurur. Belirlenen sürenin sonunda ise, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla internet sitesi üzerinden "vergi borçluları listesi" yayımlanır.
Bu süreç hem caydırıcılık amacı taşır hem de kamuya karşı şeffaflık ilkesine hizmet eder.
