İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, aylardır beklenen İBB iddianamesini açıkladı. İddianameye göre İmamoğlu'nun 142 eylemden dolayı cezalandırılması talep edildi. Ekrem İmamoğlu için 828 yıldan 2352 yıla kadar hapis cezası istendi. Sizler için Google'ın yapay zeka aracı NotebookLM üzerinden 3 bin 741 sayfalık iddianamenin detaylı özetini çıkarttık:

İBB ve Ekrem İmamoğlu Soruşturmasında Kapsamlı İddianame: Suç Örgütü İddiaları ve Detaylı Faaliyet Alanları

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu liderliğinde, "İMAMOĞLU ÇIKAR AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTÜ" adı altında hiyerarşik ve süreklilik arz eden bir suç yapılanması kurulduğu öne sürülmektedir. Bu örgütün amacı, yalnızca haksız maddi kazanç elde etmek değil, aynı zamanda siyasi nüfuz sağlamak ve Ekrem İmamoğlu'nun gelecekteki siyasi hedefleri için fon oluşturmaktır.

I. Örgütün Yapısı ve Kapsamı

Örgüt, lider, yönetici ve üyeler arasında kademeli bir bağın bulunduğu, üçten fazla şüpheliyi bir araya getiren hiyerarşik bir yapı sergilemektedir. Bu yapı, gizlilik, devamlılık, çeşitlilik ve hızlı adaptasyon gibi yeteneklere sahip, adeta haksız kazanç elde etme amacı güden bir "suç şirketi" olarak tanımlanmıştır.

Örgütün kritik özelliklerinden biri, yapısının kamu kurumlarının (Belediyeler, İBB ve iştirakler) içindeki ilişkilerle oluşmasına rağmen, hiyerarşinin resmi görev tanımlarından tamamen bağımsız işlemesidir. Örneğin, kamu görevlisi olmayan bir örgüt üyesinin, doğrudan örgüt liderinden aldığı talimatla bir kamu görevlisine ne yapacağı konusunda talimat verdiği tespit edilmiştir. Bu durum, kamu içinde harici bir "sistem"in oluştuğunu ve işlediğini göstermektedir. Örgütün faaliyetleri, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde atılan temeller üzerine kurulmuş ve İBB Başkanlığı döneminde İstanbul geneline yayılmıştır.

II. Örgütün Hedefleri: Para ve Siyasi İktidar

Örgütün amaçları çok katmanlıdır:

1. Maddi Zenginleşme: Yolsuzluk ve usulsüzlük çarkını, mevcut belediyelerden öteye taşıyarak olası Cumhurbaşkanlığı makamı ile ülke geneline yaymak ve çok daha fazla kazanç sağlamak hedeflenmiştir.
2. Siyasi Fonlama: Elde edilen suç gelirleri, İmamoğlu'nun mensubu olduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) ele geçirilmesi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için fon oluşturulmasında kullanılmıştır. Örgüt kasaları, CHP kongre sürecinde delegelere maddi menfaatler sağlayarak seçim sonuçlarını etkileme çabasına girmiştir.
3. İnsan Kaynağı ve İkna: Haksız kazanç temin edilirken, iş sahipleri ve müteahhitler, "geleceğin Cumhurbaşkanına yardım yapıyorsun," "şimdi verme vakti," veya "ileride kepçeyle alırsın" gibi sözlerle ikna edilmeye çalışılmıştır.

III. Suç Geliri Kaynakları ve Yolsuzluk Mekanizmaları

İddianameye göre, örgüt üç ana alandan sistematik olarak gelir elde etmiştir:

1. Kaçak Hafriyat Döküm İşleri (En Büyük Gelir Kaynağı)

Bu alan, örgütün en büyük suç geliri kaynağıdır. Hafriyat dökümünün İBB iştiraki İSTAÇ A.Ş. tarafından yönetilmesi gerekirken, örgüt, yasal mevzuatı devre dışı bırakmıştır.

Usulsüz Faaliyet Alanı: Sultangazi ilçesindeki Güney Cebeci ve Kuzey Cebeci maden sahaları, İBB'den döküm sahası izni olmamasına rağmen fiilen döküm alanı olarak kullanılmıştır. Bu bölge, Alibeyköy Havza Koruma Kuşağı içerisinde yer almakta olup, hafriyat dökümü yasaktır.
Kamu Zararı ve Kazanç: 2021-2025 yılları arasında bu alanlara 185.877.621 ton izinsiz döküm yapıldığı tespit edilmiştir. Bu kaçak döküm neticesinde 31 Milyar TL'nin üzerinde suç geliri elde edilmiş ve maden sahalarına zarar verilerek 80 Milyar TL kamu zararı oluşmuştur.
Mekanizma: İBB tarafından döküm yapacak araçlara, döküm izni olmayan bu alana yönlendirilmeleri için "Atık Taşıma ve Kabul Belgeleri" düzenlenmiştir. Hafriyat ücretleri, İBB kasasına girmesi gerekirken örgüt yöneticisi Murat Gülibrahimoğlu'na ait şirketlerin (Kuzey İstanbul Modern) hesaplarına aktarılmıştır. Murat Gülibrahimoğlu'nun, hisselerinin aslında belediyeye, yani Ekrem İmamoğlu'na ait olduğunu ima ettiği belirtilmiştir. Kaçak döküm faaliyeti, kamu kurumu adına yapılıyormuş izlenimi vermek amacıyla İBB iştiraki olan İSFALT A.Ş.'nin görselleri ve flamaları kullanılarak yürütülmüştür.

2. Boğaziçi İmar Müdürlüğü Faaliyetleri

Kaçak hafriyattan sonraki en büyük gelir kaynağıdır.

Hiyerarşi ve Kontrol: Boğaziçi İmar Müdürlüğü, resmî hiyerarşiden bağımsız "üç ayaklı" bir yapıyla işletilmiştir. Örgüt lideri Ekrem İmamoğlu, stratejik talimat ve onay mercidir. Özel vasfa haiz üye Yakup Öner, büyük iş insanlarıyla görüşmüş ve bu talimatları Boğaziçi İmar Müdürü Elçin Karaoğlu'na iletmiştir.
İrtikap ve Rüşvet: Boğaz bölgesindeki tadilat, tamirat ve ruhsatlandırma işlemleri rüşvet ve irtikaba konu edilmiştir. Başvurusu olan iş insanlarından, ruhsat karşılığında nakit para, kreş/yurt yapımı gibi bağışlar veya arsa terkleri talep edilmiştir.
Zorlama Taktikleri: Örgüt, imara aykırı yapıları tespit ettiğinde yapı tatil tutanağı ile tehdit ederek rüşvet almış; hukuka uygun başvuruları olan müşteki ve mağdurların dosyalarını ise uzun süre bekletip irtikap yoluyla menfaat temin etmiştir.
Kasa Şirketleri: Talep edilen rüşvet ve menfaatler, illiyet bağını kesmek amacıyla Beylikdüzü döneminden beri İmamoğlu'nun "sisteminin" kasa şirketlerinden olan Adem Soytekin'in firmaları (Asoy İnşaat) üzerinden çek/fatura karşılığında tahsil edilmiştir.

3. İBB İştirak Şirketleri (Kültür AŞ, Medya AŞ)

Kamu bütçesinin kişisel ve örgütsel menfaatler doğrultusunda harcanması için İBB iştirakleri kullanılmıştır.

İhale Mekanizması: İBB tarafından yapılan yüksek bütçeli ana ihaleler (milli günler, konserler, fuarlar, reklam işleri) öncelikle Kültür AŞ ve Medya AŞ'ye bırakılmıştır. Amaç, ihale mevzuatı kısıtlamaları olmaksızın işleri istedikleri kişi ve firmalara vermekti.
Alt İhaleler: İştirakler, işleri daha sonra alt ihalelerle (doğrudan temin ya da davet usulüyle) yeterliliği olmayan veya örgütle bağlantılı paravan firmalara (Emrah Bağdatlı'nın çalışanları üzerine kurulan "aç kapa" şirketleri gibi) vermiştir.
Yönetim: Medya/Kültür AŞ yapılanması, resmi bir görevi olmamasına rağmen tüm talimatları veren örgüt yöneticisi Murat Ongun tarafından kontrol edilmiştir. Emrah Bağdatlı ise bu şirketlerdeki ihale, mal ve hizmet alım işlerinin gayriresmi yöneticisi olarak atanmıştır.
Kamu Zararı: İhaleye fesat karıştırma ve muvazaalı işlemlerle (gerçekleşmeyen işler için faturalandırma) milyonlarca Türk Lirası kamu zararına neden olunmuş, haksız kazançlar naylon fatura yoluyla örgüte aktarılmıştır.
Reklam ve Ecrimisil: Reklam alanlarında yasal izin sürelerinin aşılmasına göz yumularak, bu alanların kullanımı karşılığında Ecrimisil bedeli adı altında yasa dışı ücretler tahsil edilmiştir.

IV. Casusluk ve Veri Toplama Faaliyetleri ("İstanbul Senin" Uygulaması)

Örgütün "siyasetin dizaynı" hedefine ulaşmak amacıyla, yaklaşık 4.7 milyon vatandaşa ait kişisel verinin usulsüzce ele geçirildiği ve yurt dışına aktarıldığı iddia edilmektedir.

Uygulama ve Veri İhlali: İBB hizmetlerini tek çatıda toplamak amacıyla çıkarılan "İstanbul Senin" süper uygulamasına İBB-WİFİ entegre edilerek, kullanıcılardan kişisel veri girişi zorunlu hale getirilmiştir.
Veri Aktarımı: USOM (Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi) raporu, vatandaşların konum verileri dahil olmak üzere kişisel bilgilerinin hukuka aykırı şekilde yurt dışında (ABD ve Almanya) bulunan üç farklı sisteme gönderildiğini tespit etmiştir.
Gizleme Çabası: Uygulamanın yönetici panelinden, yabancı ülke vatandaşı olduğu anlaşılan birçok kişinin kullanıcı verileri silinerek delil gizleme çabasına girilmiştir.

V. Para Aklama ve Kanıt Gizleme

Suçtan elde edilen gelirlerin yasal hale getirilmesi için çeşitli yöntemler kullanılmıştır.

Aklama: Elde edilen suç gelirleri, TCK 282 kapsamında aklama suçunu oluşturacak şekilde kullanılmış, özellikle CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının bu suç gelirleriyle satın alındığı iddia edilmiştir. Kasa şirketler (Adem Soytekin’in Asoy İnşaat’ı ve Murat Gülibrahimoğlu’nun şirketleri) hayali ticari işlemler ve sahte faturalar keserek rüşvet paralarını yasal ticaret geliri gibi göstermiştir.
Gizlilik: Örgüt, faaliyetlerini gizlilik içinde yürütmek için özel önlemler almıştır. İmamoğlu'nun katıldığı örgütsel toplantılarda gizliliği sağlamak amacıyla kameraların bantlandığı ve valizler içinde jammer (sinyal kesici) cihazları kullanıldığı, bu cihazların toplantı mahalline getirilip götürüldüğü tespit edilmiştir.

VI. Şüpheli İfadeleri ve Baskı İddiaları

İmamoğlu'nun Savunması: Şüpheli Ekrem İmamoğlu, Başsavcılığa verdiği ifadelerde tüm suçlamaları kesinlikle reddetmiş, yöneticilerinin mal varlığındaki artışların kendi ticari hayatlarıyla ilgili olduğunu, kendisinin bir bilgisi olmadığını belirtmiştir.
Etkin Pişmanlık ve Tehdit: Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan şüpheliler (Adem Soytekin gibi) üzerlerinde ciddi baskı kurulduğunu, milletvekili teklifi yapılarak susturulmaya çalışıldıklarını beyan etmişlerdir. Adem Soytekin'e, İmamoğlu'na ait olduğu iddia edilen "Adem dik dur bizi satma" içerikli el yazısı notların okutulduğu belirtilmiştir.
Kaçış Organizasyonu: Örgüt yöneticisi Murat Ongun’un, tutuklulara maddi destek vaadinde bulunduğu, güvendiği bazı üyelerin yurt dışına kaçışlarını organize ettiği ve Emrah Bağdatlı’nın yurt dışına kaçırıldığı yönünde ifadeler mevcuttur. Ongun’un hatta cezaevinde "Emrah Bağdatlı’yı yurt dışına kaçırdık, keşke biz de gitseydik aptal mıyız" şeklinde serzenişte bulunduğu iddia edilmiştir.

İddianame, toplanan beyanlar, MASAK ve BDDK raporları, HTS-BAZ kayıtları, ses kayıtları ve bilirkişi incelemelerinin, suç örgütünün varlığına ve atılı eylemlere ilişkin yeterli şüpheyi oluşturduğunu belirtmektedir.

Kaynak: Haber Merkezi