Yaşar Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği yüksek lisans öğrencisi Gülşah Çolak, danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Hacer Öztura ile birlikte geliştirdiği mikro şebeke projesiyle, hem çevreci hem de kesintilere karşı dirençli bir enerji çözümüne imza attı. Güneş enerjisi ve hidrojen depolama sistemleriyle çalışan bu yeni model, özellikle kritik altyapılarda kesintisiz enerji sağlayacak nitelikte.

Enerji üretildiği yerde tüketilecek

Gülşah Çolak’ın geliştirdiği sistem, elektrik üretimi ve tüketimini aynı alanda gerçekleştiren, dış şebekeye bağlı olmadan çalışabilen “ada modu” prensibine dayanıyor. Güneş panelleri, batarya sistemi ve hidrojen tüplerinden oluşan entegre yapı, yalnızca yenilenebilir kaynaklarla enerji üretiyor, aynı zamanda uzun süreli depolama imkânı sunuyor.

Çolak, sistemin çıkış noktası olarak 2015 yılında Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisini gösteriyor. Bu süreçte üretimine kesintisiz devam eden bazı sanayi kuruluşlarının ada modunda çalışan mikro şebeke kullandığını fark ettiğini belirten Çolak, bu modeli yeşil hidrojenle birleştirerek kendi sistemini geliştirdiğini ifade etti.

Bir evin 222 günlük elektrik tüketimini karşılıyor

Geliştirilen mikro şebeke sistemi, 200 kilogramlık hidrojenle bir evin yaklaşık 222 günlük enerji ihtiyacını karşılayabiliyor. Elektrikli araçlar açısından ise bu miktar, 20 bin kilometreye eşdeğer bir mesafeye karşılık geliyor. Bu özellikleriyle sistem, yalnızca çevre dostu değil, aynı zamanda yüksek verimli bir enerji alternatifi sunuyor.

Yüksek enerji tüketimi olan alanlarda kullanılabilecek şekilde tasarlanan sistem; hastaneler, üniversite kampüsleri, alışveriş merkezleri gibi alanlarda kritik altyapıların kesintisiz çalışmasına olanak tanıyor. Çolak, sistemin Avrupa’da şehir ölçeğinde bazı örneklerinin bulunduğunu, ancak hidrojeni bu şekilde ada modunda entegre eden bir örneğe ilk kez rastlandığını belirtiyor.

Güvenli ve sürdürülebilir enerji için

Uzun vadede sistemin konutlara da entegre edilebileceğini belirten Çolak, mikro şebeke mimarisinin enerji bağımsızlığı ve çevre güvenliği açısından büyük potansiyele sahip olduğunu ifade etti. Gerekli yasal düzenlemeler ve altyapı yatırımlarıyla bu teknolojinin konutlara da yaygınlaştırılabileceğini söyleyen Çolak, çalışmasının sürdürülebilir enerjiye geçişte öncü bir adım olduğunu vurguladı.

Muhabir: Murat Beşir Babaoğlu