Yeni Bakış Gazetesi İmtiyaz Sahibi Füsun Çapman, Genel Yayın Yönetmeni İsmail İnan, Sorumlu Yazıişleri Müdürü Emin Varol ve İnternet Sorumlu Yazıişleri Müdürü Feyaz Tatar, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ı, yakın zamanda restore edilen Ay Yıldızlı Konak’taki makamında ziyaret etti. Füsun Çapman, Başkan Tugay’ın kullanmaya başladığı yeni makamının ilk konukları olmaktan mutluluk duyduklarını söylerken Başkan Tugay da otopark sorunundan Körfez’deki kirliliğe ve su sorununa kadar İzmir gündemine dair birçok konuda sorumuzu yanıtladı; önemli açıklamalarda bulundu.

‘Yapıcı yaklaşan da var’
İzmir özelinde hükümetle ilişkilerin çok da olumlu ilerlemediğini görüyoruz. İktidarın İzmir milletvekilleri ile yaşanan tartışmalar, çalışmalarınızı nasıl etkiliyor?
Bizler kamu görevi yapan insanlarız. Yerine getirmemiz gereken temel hizmetler var. Özellikle afetlere hazırlık, çevre ve toplum sağlığını ilgilendiren konularda siyaset yapılmaması gerekiyor. Siyasi rekabet duygusunu görev bilincinin önüne geçirmememiz lazım. Çözmemiz gerekenleri kamuoyu önünde polemik yaratarak değil, diyalogla çözmeyi tercih ediyorum. Bu anlamda attığımız bu olumlu adımlara iktidar kanadından da yapıcı yaklaşan, olaylara devlet bilinciyle bakan insanlar var. Evet zaman zaman muhalefet partisine mensup bir belediye başkanı olmanın zorluklarını yaşasam da ben karamsar bakmıyorum.

‘Trafik daha da artar’
Kent merkezindeki otopark sıkıntısı ile ilgili birçok eleştiri yapılıyor. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Mahmut Özgener, “Alsancak bölgesi için hazırladığımız bizim 4 bin araçlık yeraltı otoparkı projemiz hazır” demişti. Siz bu projeye nasıl bakıyorsunuz?
Ben her türlü öneriye ve diyaloğa açığım. Kısa vadede otopark ihtiyacını karşılayacak adımları da atacağız. Ancak şehirler günübirlik yaklaşımlarla geleceğe hazırlanamaz. Şehir merkezlerinin trafikten arındırılması artık bütün dünyada çağdaş metropollerin kabul ettiği, uyguladığı ilkelerden biri. Bizim de kent merkezini trafikten arındırmamız, mümkün olduğunca trafik yoğunluğunu azaltmamız lazım. Şehrin en merkezi noktasına otomobille gelme alışkanlığından vazgeçilmeli. Toplu taşımayı ya da yürüyerek veya bisikletle ulaşımı yavaş yavaş benimsemeli. O çerçevede şehir merkezine daha fazla araç getirelim, onlara otopark bulalım, onlara yollar, tüneller açalım demeden önce biraz düşünmek gerekiyor. Artık tüm dünya buraya doğru gidiyor. Bizim hedefimiz de elbette toplu taşımayı daha cazip, daha konforlu ve tercih edilebilir kılacak çalışmaları yapmak.

‘En uygun modeli belirleyeceğiz’
Kuraklık önümüzdeki yıllar da kentin en önemli sorunu olmaya devam edecek. Sizin ‘deniz suyunu arıtma’ düşünceniz vardı. Bu proje ne aşamada ve su konusunda başka ne tür çalışmalarınız var?
Kuraklık, artık yalnızca dönemsel bir sorun değil; önümüzdeki yıllarda da kentlerin en ciddi gündemi olarak karşımıza çıkacak. İzmir’in su güvenliği bizim için birincil öncelik. Bu nedenle kısa, orta ve uzun vadeli planlarımızı bilimsel veriler ışığında yeniden yapılandırıyoruz. Gördes Barajı, yıllardır beklenen verimle su tutamıyor. Bu nedenle İzmir’in içme suyu ihtiyacını tek bir kaynağa bağlamak yerine, farklı alternatifleri aynı anda geliştirmek zorundayız. Tahtalı Barajı’nı korumak, yeraltı suyu rezervlerimizi güçlendirmek, yeni kuyular açmak, arıtma ve iletim kapasitemizi artırmak için yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Ayrıca, deniz suyunun arıtılarak içme suyu standardına getirilmesi yönünde teknik araştırmalarımız sürüyor. Bu, İzmir gibi kıyı kentleri için geleceğe dönük en stratejik çözümlerden biri olacak. Enerji maliyetlerini, çevresel etkileri ve sürdürülebilirliği birlikte değerlendirerek en uygun modeli belirlemeye çalışıyoruz. Bu yatırımların önemli bir kısmı belediyemizin bütçesiyle karşılanıyor. Ancak su yönetimi gibi büyük ölçekli projelerde ulusal kurumlarla ve uluslararası finans kuruluşlarıyla iş birliği içinde olacağız. Şu anda Dünya Bankası destekli altyapı projelerimiz devam ediyor. Benzer şekilde su yönetimi alanında da bu ortaklıkları genişletmeyi planlıyoruz. İzmir’in su geleceğini güvence altına almak için adım adım ilerliyoruz. Kayıp-kaçak oranlarını azaltarak elimizdeki kaynakları en verimli şekilde kullanacağız. Orta vadede yeni su kaynaklarını devreye alacağız. Uzun vadede ise, İzmir’i iklim değişikliğine ve kuraklığa karşı en dirençli kentlerden biri haline getireceğiz.

‘Kent geneline yayılacak’
‘İzmir Yenileniyor’ projesini geçtiğimiz günlerde duyurdunuz. Pilot bölge olarak Bornova ve Bayraklı’dan başlayacak bu projeye diğer ilçeler de dahil edilecek mi? Diğer yandan İZBETON’un kooperatifler nedeniyle süren bir davası var. İzmir Yenileniyor projesi sonrası siz de davalık olma gibi bir endişe yaşıyor musunuz?
İzmir Yenileniyor Projesi’ni bir dönüşüm sürecinin başlangıç noktası olarak görüyoruz. Halkımıza güven duydukları bir zemini hazırlamayı hedefliyoruz. Burada her aşamayı kamuoyuna açık bir şekilde paylaşacağız. 2020 İzmir Depremi sonrası Bayraklı ve Bornova’da yapılan yapı envanter çalışmaları doğrultusunda pilot bölge olarak sistemimizi bu iki ilçede açacağız. En kısa sürede merkez ilçeler ve İzmir’in tamamında sistemi erişilebilir kılmayı hedefliyoruz. İZBETON’da devam eden yargılama süreci ise çok farklı bir konu. Biz neden endişe duyalım ki? Hepimizin hukuka, yasalara karşı sorumluluğu var. Yaptığınız işten eminseniz, kurallara uygun hareket ederseniz bir endişe duymanıza gerek kalmaz.
‘Kişileri değil kendimizi de değiştireceğiz’
Göreve geldikten sonra verimi artırmak için attığınız adımlar neler oldu?
Değişim evrenin temel yasasıdır. Buna karşı koyamayız. Bizim yapmamız gereken şey bu noktada değişirken gelişimi de sağlayacak adımları atmak. Geçmişte olumlu sonuç veren yöntemlerin bugünün koşullarında ortaya çıkan sorunlara cevap verememesi de bu yüzden son derece doğal. Bugün sadece belediyelerde değil tüm kamuda bir verimlilik sorunu olduğu aşikar. Günümüz gerçekleri ışığında sürdürülebilir bir yapının oluşturulması için çaba harcıyoruz. Bunu kişiler üzerinden okumak doğru değil, biz bir anlayışı oturtmaya çalışıyoruz. Burada çabamız sadece kişileri değiştirmek değil, bu süreçte kendimiz de hem değişeceğiz, hem gelişeceğiz. Daha hızlı ama doğru karar alan, kaynakları en verimli şekilde kullanan, hem bugünün sorunlarını çözen hem de geleceğin sorunlarına önlem alan bir yönetim anlayışı tesis ediyoruz.
‘Polemik yaratmak istemem’
Başkanlık sürecinizde “bu konu çok önemliydi ama benden önceki yönetim gözden kaçırmış” dediğiniz bir proje var mı?
Her dönemin farklı öncelikleri, farklı tercihleri vardır. Bunlar üzerinden yeni bir polemik yaratmak istemiyorum.





