Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesinde yapılan arazi incelemeleri, bölgenin jeolojik geçmişine ışık tutan çarpıcı bulguları gün yüzüne çıkardı. Yüz milyonlarca yıl öncesine tarihlenen fosiller ile belirgin fay kırıkları, ilçenin bulunduğu alanın bir dönem Tetis Denizi’nin tabanı olduğunu ortaya koyuyor. Uzmanlara göre bu keşif, sadece Diyarbakır’ın değil, Anadolu’nun jeolojik evrimini anlamak açısından da büyük önem taşıyor. İlçe merkezine yaklaşık 4 kilometre mesafede yer alan kayaçlarda gözlemlenen fosil kalıntıları ve çatlak sistemleri, bölgenin karmaşık tektonik geçmişini adeta açık hava arşivi gibi sergiliyor. Sediment tortullarının yoğunluğu ve tabakalanma yapısı, bu alanın milyonlarca yıl boyunca deniz tabanı olarak kaldığını güçlü biçimde işaret ediyor.

Tetis Denizi’nin İzleri Diyarbakır’da

Antropolog Naci Akdemir, bölgede yaptığı incelemelerde kayaçların Tetis Denizi’ne ait sediment çökellerinden oluştuğunu belirtiyor. Akdemir’e göre bu çökeller, ilk oluşum aşamasında muhtemelen tek ve yatay bir tabaka halindeydi. Ancak Afrika-Arabistan levhasının kuzeye doğru ilerlemesi ve Avrasya levhasının bu harekete direnmesiyle birlikte bölgede yükselme ve dalma hareketleri başladı. Bu süreç, zamanla kayaçlarda çatlaklar, kırıklar ve fay sistemleri oluşturdu.

Fay Kırıkları Jeolojik Süreci Anlatıyor

Arazi üzerinde dikkat çeken doğu-batı ve kuzey-güney doğrultulu çatlaklar, levha hareketlerinin yönünü ve şiddetini gözler önüne seriyor. Akdemir, ilk aşamada doğu-batı yönlü kırıkların oluştuğunu, daha sonra Afrika-Arabistan plakasının batıya doğru bindirmesiyle kuzey-güney doğrultulu düzenli çatlakların meydana geldiğini ifade ediyor. Bugün birbirinden ayrılmış halde görülen bu kırıklar, geçmişte tek ve simetrik yapıdaydı; zamanla levhaların farklı hızlarda ilerlemesiyle ayrıştı.

“Depremlerin Kaynağı Bu Hareket”

Akdemir, bu jeolojik sürecin yaklaşık 250 ila 300 milyon yıl önce başladığını ve halen devam ettiğini vurguluyor. Bölgedeki depremlerin temel nedeninin de bu tektonik hareketler olduğunu belirten Akdemir, Kocaköy’ün bir zamanlar Süveyş ile Basra Körfezi’ni birleştiren hattın üzerinde yer aldığını söylüyor. Afrika ve Arabistan levhalarının yılda yaklaşık 10-15 milimetre hızla kuzeye ilerlemesi, Anadolu’nun ise bu baskı karşısında batıya, Ege Denizi yönüne doğru kaçmasına neden oluyor.

Fosiller Deniz Yaşamını Belgeler Nitelikte

Bölgede yalnızca fay kırıkları değil, zengin fosil çeşitliliği de dikkat çekiyor. Sediment tortullarında bakterilerden omurgalı canlılara kadar çok sayıda fosil kalıntısına rastlanıyor. Deniz yumuşakçaları, derisi dikenliler, balıklar ve kimliği henüz netleşmeyen bazı omurgalı türlere ait fosiller, Tetis Denizi’nde bir zamanlar yoğun bir deniz yaşamı olduğunu ortaya koyuyor. Kayaçlar üzerinde bulunan çene kemikleri, diş izleri ve omurga parçaları, farklı jeolojik dönemlerin üst üste kaydedildiğini gösteriyor.

Akdeniz’in Geleceğine Dair İpuçları

Akdemir’e göre bu jeolojik hareketlenmeler sonucunda bölge, yaklaşık 5-6 milyon yıl önce bugünkü kara görünümüne kavuştu. Tetis Denizi’nin bir devamı olarak kabul edilen Akdeniz’in ise günümüzde giderek daraldığına dikkat çekiliyor. Uzmanlar, milyonlarca yıl sonra Akdeniz tabanının da bugünkü Kocaköy arazisine benzer bir yapıya dönüşebileceğini öngörüyor. Ortaya çıkan bu bulgular, Diyarbakır’ın sadece tarihsel değil, jeolojik açıdan da son derece zengin bir coğrafya olduğunu gözler önüne seriyor. Kocaköy’deki keşif, Anadolu’nun milyonlarca yıllık yolculuğunu anlamak isteyen bilim insanları için önemli bir referans noktası olarak değerlendiriliyor.

Kaynak: TGRT