Zengezur Koridoru artık sadece bir ulaşım hattı değil, bölgesel güç mücadelesinin yeni ekseni. Washington’da düzenlenen tarihi zirvede Azerbaycan ve Ermenistan barış için el sıkışırken, koridorun işletme hakkının ABD’ye devri “Trump Rotası” adıyla resmileşti. Peki, Zengezur koridoru nedir? Zengezur koridorunun amacı nedir?
Zengezur Koridoru “Trump Rotası” oluyor, bölgesel dengeler değişiyor
Güney Kafkasya’da yıllardır çözülemeyen düğüm, Washington’da atılan imzalarla çözülmeye yaklaştı. ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, tarihi bir barış anlaşmasına paraf koydu. Trump, bu anı “Ermenistan, Azerbaycan, ABD ve tüm dünya için tarihi bir gün” sözleriyle duyurdu.
Zirvenin en dikkat çekici başlığı ise yıllardır tartışma konusu olan Zengezur Koridoru oldu. Reuters’ın aktardığına göre, koridor “Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası” (TRIPP) adıyla ABD’nin münhasır işletme hakkına devredilecek. Ermeni yasaları çerçevesinde işletilecek olan hat, ABD tarafından özel konsorsiyumlara ihale edilebilecek.
Moskova ve Tahran’a “stratejik darbe”
Uluslararası Kriz Grubu Türkiye Direktörü Nigar Göksel, projenin Rusya ve İran için “ağır bir jeopolitik kayıp” anlamına geldiğini belirtiyor. Çünkü bu hat, İran ile Rusya arasındaki kara bağlantısında kritik bir rol oynuyor. ABD’nin kontrolü, Tahran açısından “etrafı çevrilme” hissini güçlendirecek ve İsrail’in bölgede istihbarat faaliyetleri yürütebileceği endişesini doğuracak.
Göksel’e göre Moskova ve Tahran, hibrit yöntemlerle bu hamleye yanıt verebilir. Bu da bölgesel istikrara yönelik yeni riskler yaratabilir.
Türkiye nasıl bakıyor?
Göksel, Ankara’nın bakış açısında iki kritik boyut olduğunu ifade ediyor:
Bölgesel sahiplenme ilkesi: Türkiye, bölgeden uzak bir ülkenin projeyi devralmasını kendi dış politika prensipleriyle uyumlu görmeyebilir.
Karşılaştırmalı tercih: Ankara, projenin Rusya kontrolünde olacağı bir senaryoya göre ABD’nin devrede olduğu modeli daha olumlu değerlendirebilir.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçtiğimiz haftalarda yaptığı “Hegemon gelir raconunu keser” çıkışı doğrudan bu proje için olmasa da, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın “tarafsız yaklaşımı” vurgusu, Türkiye’nin sürece temkinli ama ilgiyle yaklaştığını gösteriyor.
Neden şimdi?
Göksel, hattın açılmasının “acil” olduğunu vurguluyor: İran’ın zayıf, Rusya’nın ise Ukrayna’ya yoğunlaşmış olduğu bu dönemde adım atmak, iki ülkenin ileride müdahil olma riskini minimize ediyor.
Aliyev’in süreçteki stratejisine dikkat çeken Göksel, “Azerbaycan lideri, Suriye’de de görünür hale gelerek Trump’ın ilgisini çekti. İsrail’le kurduğu ilişkileri de kullanarak Washington’un bölgeye odaklanmasını sağladı” değerlendirmesini yapıyor.