Türkiye’de emekliler temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanırken, sağlıkta da tablo ağırlaşıyor. İzmir’de yaşayan yaklaşık 600 bin 65 yaş üstü yurttaşın üçte birinin işitme kaybı yaşadığı tahmin ediliyor. Bu da kentte yaklaşık 180 bin yaşlının işitme desteğine ihtiyaç duyduğu anlamına geliyor. Ancak, yüksek cihaz fiyatları ve düşük devlet desteği yüzünden pek çok emekli, ihtiyacı olan işitme cihazına ulaşamıyor. Sağlık Uygulama Tebliği’ne (SUT) göre, SGK 2025 yılı itibarıyla kulak başına yalnızca 4 bin 239 lira 20 kuruş destek sağlıyor. Bu destek, beş yılda bir alınabiliyor. Yani emekli, iki kulağı için toplam 8 bin 478 lira civarında bir ödeme desteği alabiliyor. Ancak piyasadaki fiyatlar bu tutarın katbe kat üzerinde. İşitme merkezlerinde cihaz fiyatları 25 bin liradan başlayıp 100 bin lirayı aşıyor. Aradaki fark, doğrudan emeklinin cebinden çıkıyor.
İzmir özelinde yapılan tahminler, işitme kaybı yaşayan 180 bin civarındaki kişinin yalnızca yüzde 3 ila 10’unun cihaz sahibi olabildiğini gösteriyor. Bu da yaklaşık 160 ila 175 bin yaşlının cihazsız yaşamak zorunda kaldığı anlamına geliyor. Kimi emekli, “duyamadığı” için günlük yaşamdan koparken, kimi SGK desteğinin beş yılda bir olması nedeniyle cihazını yenileyemiyor.
“Sessizliğe mahkumuz”
Her geçen gün yükselen işitme cihazı fiyatları nedeniyle devletin verdiği 4 bin 239 TL’lik desteğin yeterli olmadığını kaydeden Türkiye Emekliler Derneği İzmir Şube Başkanı Zekeriya Beypınar, işitme cihazı firmalarının en düşük cihaz fiyatlarının bile asgari ücretten fazla olduğunu belirtti. Emeklinin sessizliğe mahkum edildiğinin altını çizen Beypınar, “Devlet duymada sorunu yaşayan hastaya işitme cihazı alabilmesi için 4-5 bin TL para veriyor, işitme cihazını satanlar ise bu fiyatı 25-30 bine çıkarıyor. Daha iyileri 40-50 bin TL’lere çıkıyor. Biz de dernek olarak ihtiyacı olanlara destek olmaya çalışıyoruz, ama bu fiyatları hiçbir emekli karşılayamadığı için siparişini verdiğimiz 5-6 cihazı iptal etmek zorunda kaldık. Duyma sorunu olan ve bu işitme cihazlarını kullanmak zorunda olan emeklileri sessizliğe mahkum ediyorlar. Büyük firmalar devletin verebildiği maksimum fiyatın üzerine katbe kat zam yapıyor. Dolayısıyla devletin verdiği 4-5 bin TL’yi çıkardığımızda arada kalan farkı bir aylık emekli maaşıyla bile ödeyemiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Segmente göre fiyat değişir”
İşitme cihazlarının tamamen ithal olarak yurt dışından geldiğini belirten Ege Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçileri Derneği (EGEDER) Yönetim Kurulu Başkanı Onur Akgün, farklı kalitelerde cihazların fiyatlarının değiştiğini dile getirdi. Akgün, “İşitme cihazlarının büyük bölümü ithal bileşenlerden oluştuğu için, son dönemdeki döviz kurları ve artan üretim maliyetleri, bu cihazların fiyatlarını da önemli ölçüde etkilemiştir. Türkiye’de piyasada çok geniş bir fiyat skalası mevcuttur; 5.000 TL seviyesindeki cihazlardan, ileri teknolojiye sahip 500.000 TL’lik modellere kadar farklı seçenekler bulunmaktadır. Bu durum, tıpkı otomotiv sektöründeki gibi, kullanıcıların bütçe ve beklentilerine göre değişkenlik göstermektedir. Devlet, vatandaşların temel işitme ihtiyacını karşılamak amacıyla Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) aracılığıyla belirli kriterler çerçevesinde geri ödeme desteği sağlamaktadır. Bu destek, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) hükümlerine göre belirlenen üst limitler dahilindedir. SGK, her vatandaşın işitme kaybı derecesine ve yaş grubuna göre belirlenmiş tutarda katkı sağlar. 2025 yılı itibarıyla bu tutarlar ortalama olarak; çalışan bireyler için yaklaşık 3.400 TL, emekli bireyler için ise yaklaşık 4.200 TL seviyesindedir. Ayrıca, SGK bu desteği beş yılda bir olacak şekilde sağlar; yani yeni bir cihaz için beş yılın tamamlanması beklenir. Devletin her vatandaş için en üst segment cihazları karşılaması mümkün değildir; bu nedenle SGK, temel işitme fonksiyonlarını sağlayan cihazlar için makul bir ödeme sınırı belirler. Böylece vatandaş, devletin karşıladığı tutar kapsamında bir cihaz edinebilir ya da daha gelişmiş özellikli bir model için fark ödeyerek tercih yapabilir” diye konuştu.
“Finansal yüke sürdürülebilir çözüm”
Türkiye’de sağlık hizmetlerinin, muayeneden tahlile kadar çok geniş bir yelpazede vatandaşlara ücretsiz veya düşük maliyetli olarak sunulmakta olduğunu kaydeden Akgün, bu durumun, sağlık sisteminin sürdürülebilirliği açısından kamuya ciddi bir finansal yük oluşturduğuna dikkat çekti. Akgün, “Devlet; yalnızca işitme cihazları değil, evde bakım hastalarından, hastanelerde kullanılan cihazlara kadar milyonlarca vatandaşa tıbbi cihaz desteği sağlamaktadır. Bu nedenle, sağlık sisteminin sürdürülebilirliği için kaynakların dengeli ve kontrollü şekilde kullanılması son derece önemlidir” dedi.