İsrail’in, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılmaması yönündeki talebinin ABD tarafından reddedildiği bildirildi. İsrail devlet televizyonu KAN’ın İsrailli yetkililere dayandırdığı haberine göre, Washington yönetimi bu konuda geri adım atmazken, Tel Aviv’e diplomatik düzeyde “telafi” sözü verdi. Haberde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ekibinin, yaptırımların kaldırılmasından önce ABD Başkanı Donald Trump’ın danışmanlarıyla temasa geçtiği aktarıldı. Netanyahu’ya yakın kaynaklara göre İsrail, Suriye’ye yönelik yaptırımların ilerleyen dönemde yürütülecek diplomatik müzakerelerde bir “baskı unsuru” olarak kullanılmasını hedefledi. Ancak Washington yönetiminin bu yaklaşımı kabul etmediği ve yaptırımların kaldırılması kararından geri dönmeyeceğini net şekilde ilettiği ifade edildi.
Washington’dan “Telafi” Mesajı
İsrail basınında yer alan değerlendirmelerde, ABD’nin talebi reddederken İsrail’e farklı alanlarda destek sözü verdiği öne sürüldü. Bu telafinin içeriğine dair resmi bir açıklama yapılmazken, askeri ve güvenlik iş birliklerinin güçlendirilmesinin gündemde olabileceği yorumları yapıldı.
Sezar Yasası Resmen Yürürlükten Kalktı
ABD Senatosu, 2019 yılında kabul edilen ve Suriye’ye ağır ekonomik yaptırımlar getiren Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası’nın iptalini de içeren 2026 savunma bütçesini onaylamıştı. Toplam 901 milyar dolarlık bütçe, Trump tarafından Beyaz Saray’da düzenlenen törenle imzalanarak yasalaştı ve böylece Suriye’ye yönelik yaptırımlar resmen kaldırıldı. Yasanın yürürlükten kaldırılmasıyla birlikte, Mart 2025’te kurulan ve Cumhurbaşkanı Ahmed Şara liderliğindeki yeni Suriye yönetimine yönelik uluslararası desteğin artması bekleniyor. ABD’li yetkililer, kararın yabancı yatırımın ve insani yardımların ülkeye dönüşünü hızlandırabileceğini değerlendiriyor.
Bölgesel Dengelerde Yeni Sayfa
ABD’nin İsrail’in talebini reddetmesi, Washington’un Suriye politikasında yeni bir denge arayışına girdiği şeklinde yorumlanıyor. Uzmanlara göre bu adım, Orta Doğu’da diplomatik süreçlerin yeniden şekillenmesine ve bölgesel aktörler arasındaki güç ilişkilerinin güncellenmesine zemin hazırlayabilir.





