AKP İzmir eski yöneticisi Ayşe Cankurtaran sosyal medyadan 2 gün önce şu açıklamayı yaptı:

Vicdanı Olan Herkese…

Yıllarımızı AK Parti’nin her kademesinde büyük bir inanç, sadakat ve emekle geçirdik. Bu hareketin bir neferleri olarak, sadece kendimiz değil; ailemizle birlikte bu davaya gönül verdik, fedakârlık yaptık, elimizden ne geliyorsa yapmaya çalıştık.
Ama bugün…
Evladımız Kerem’in uğradığı açık bir haksızlık karşısında ne bir milletvekili,
ne il başkanlığı,
ne de genel merkez teşkilatı
tek bir kelime etmiyor.
Herkes susuyor.
Oysa biz sustuğumuzda değil, konuştuğumuzda bu davaya yakışırdık.
Oysa biz birlik olduğumuzda güçlüydük.
Şimdi soruyoruz:
Bir evladın hakkı, bir annenin duası, bir babanın sessiz isyanı bu kadar mı değersiz?
Bu sessizlik sadece bizi değil, yıllardır inandığımız tüm değerleri sorgulatıyor.
Ve en acısı da bu…
Sözün bittiği yerdeyiz.
Sitemimiz büyük.
Kalbimiz kırık.
Ama susmuyoruz.

Cankurtaran, yanlış anlaşıldığını iddia ederek önceki gün de şu açıklamayı yapmıştı:

Yanlış Anlaşılmalar Üzerine
Bu gün yaptığımız paylaşım üzerine bazı dostlarımız, evladımız Kerem’in sağlık durumuyla ilgili endişe duymuş. Bu nedenle açıklık getirme ihtiyacı hissediyoruz:

Çok şükür, Kerem’in herhangi bir sağlık sorunu yok.

Milli Savunma Üniversitesi Deniz Harp Okulu sınavlarını başarıyla kazanmış,
15.000 kişilik spor mülakatında 100 tam puan alarak fark yaratmış,
Ancak tüm bu başarılarına rağmen, sözlü mülakatta hiçbir somut gerekçe gösterilmeden elenmiştir.

Bizim tepkimiz, bu açık haksızlığa ve sessiz kalanlara yöneliktir.
Evladımızın hakkını aramak, bizim en insani ve vicdani sorumluluğumuzdur.

Duyarlılık gösteren herkese gönülden teşekkür ederiz.

Yaşananların gündem olmasının ardından Ayşe Cankurtaran şu ifadeleri kullandı:

Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medya platformlarında ailemize ve özellikle evladımıza yönelik asılsız iddialar ve çarpıtılmış haberler yer almaktadır. Bu haberlerde, çocuğumuzun Milli Savunma Üniversitesi sınav sürecinde sözlü mülakatta elenmesinin ardından güya milletvekillerinden veya partili yetkililerden “torpil” talebinde bulunduğumuz ima edilmekte ya da açıkça ifade edilmektedir.

Bu iddialar tamamen gerçek dışıdır.

Bizim, herhangi bir milletvekilinden ya da siyasi kişilikten “torpil” istemek gibi bir talebimiz olmamıştır, olamaz da. Biz sadece; yazılı sınavı başarıyla geçen, 15 bin kişinin katıldığı fiziki yeterlilik testinden 100 tam puan alan evladımızın, tüm bu objektif başarılarına rağmen sözlü mülakatta elenmesini hakkaniyetsiz bulduk.

Tepkimiz; liyakat, adalet ve şeffaflık ilkesine yöneliktir.

Herkes için eşit ve adil bir değerlendirme süreci talep etmek, bir anne-baba olarak en doğal hakkımızdır. Bu süreçte yaşadığımız hayal kırıklığını kamuoyuyla paylaşırken ne kimseyi hedef aldık, ne de bir ayrıcalık talebinde bulunduk.

İftiralarla bizi susturmaya, itibarsızlaştırmaya çalışanlara karşı hukuki hakkımızı saklı tutarak, bu çarpıtma haberleri kamuoyunun takdirine sunuyoruz.

Saygılarımızla,
Cankurtaran Ailesi

Muhabir: Feyaz Tatar