Hatay’ın Reyhanlı ilçesinden İstanbul’a üniversite eğitimi için giden Ayşe Tokyaz’ın trajik ölümü, ikiz kardeşi Esra Tokyaz’ın çarpıcı iddialarıyla yeniden gündeme taşındı. Esra Tokyaz, kardeşinin eski bir polis amiri olan Cemal Koç tarafından sistematik şekilde şiddete maruz bırakıldığını ve defalarca tehdit edildiğini kamuoyuna açıkladı. Tokyaz, Ayşe’nin hayatını kaybetmesine devlet kurumlarının ihmali ve yetersiz müdahalesinin neden olduğunu savunuyor.
“Kardeşimi Kurtaramadım”
İkiz kardeşi Ayşe Tokyaz’ın uzun bir süre boyunca psikolojik ve fiziksel şiddet gördüğünü belirten Esra Tokyaz, yaşananlara defalarca müdahale edilmesi için güvenlik güçlerine ve ilgili kurumlara başvurduğunu ancak herhangi bir somut adım atılmadığını söyledi. Tokyaz, “Kardeşimi kurtarmaya çalıştım ama devlet kurumlarının ihmali yüzünden başarılı olamadım” ifadeleriyle yaşadığı çaresizliği dile getirdi.
Şikayetler Sonuçsuz Kaldı, Ölümle Sonuçlandı
Esra Tokyaz’ın iddialarına göre Ayşe Tokyaz, Cemal Koç isimli eski polis amiri tarafından defalarca darbedildi ve ölümle tehdit edildi. Esra Tokyaz, bu süreçte resmi başvurular yaparak yardım talebinde bulunsa da karşılık alamadı. Ayşe Tokyaz’ın bir süre sonra ölüm haberi geldi.
Savcılığa Suç Duyurusu
Olayın ardından savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu belirten Esra Tokyaz, başta Cemal Koç olmak üzere olayda sorumluluğu bulunan tüm kişi ve kurumların yargı önüne çıkarılması gerektiğini söyledi. Esra Tokyaz, “Kardeşimin çığlıklarını kimse duymadı. Bu olayın üzeri örtülmesin. Adalet istiyoruz” sözleriyle kamuoyuna ve yetkililere çağrıda bulundu.
Adabucak Mahallesi Muhtarı Hasan Şanverdi, Ayşe Tokyaz'ın vefatını şu sözlerle duyurdu: İnne lillehi ve inna ileyhi Raciun
Adabucak Mahallesinden Mustafa Tokyaz İn Kızı Ayşe Tokyaz Vefat Etmiştir Allah Rahmet Eylesin Mekânı Cennet olsun inşallah
Esra Tokyaz, Ayşe Tokyaz olayına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
Ben Esra Tokyaz. İkiz kardeşim Ayşe Tokyaz ile birlikte Hatay’dan İstanbul’a üniversite okumaya geldik. Kız kardeşim Ayşe, Cemal Koç (eski polis amiri) isimli şahısla evlilik vaadiyle konuşmaya başladı. Cemal Koç’un kardeşime şiddet uyguladığını gördüm. Bunun üzerine ikizimi evden çıkarmaya çalıştım.
Ayşe bana, “Ben gelirsem seni de tehlikeye atarım. Sen git, ben geleceğim,” dedi. O akşam Cemal’in telefonuyla beni aradılar. Cemal, “Benim bir eşyam var, onu bana getir,” dedi. Gece Beşiktaş’tan Küçükçekmece’ye gittim. Ayşe’yi görmek istediğimde, “O taksiyle yurda döndü. Sen oraya git,” dediler.
Ancak kardeşimin ayakkabıları kapının önündeydi. Sorduğumda “Ayakkabısız çıktı,” dediler ve beni içeri almadılar. Bunun üzerine hemen tekrar Beşiktaş’taki yurda döndüm ama kardeşim yurtta değildi. Bunun üzerine tekrar Küçükçekmece’deki eve geri döndüm.
Ama site güvenlikleri beni içeriye almadılar. Ben de polisleri aradım fakat içeri girebilmek için yaklaşık 1 saat polisleri bekledim. Geldiklerinde “Kardeşin reşit, bir şey yapamayız” dediler. Ben de ona şiddet uyguladığını söyledim. “Biz sana yardım edemeyiz, karakola git, onlar baksın” dediler.
Ben de “Bana yardım edin, ben tek başıma kadın halimle ne yapacağım?” dedim. “Bana yardım etmiyorsunuz” dediğimde ise, “Biz sana yardım etmiyorsak aramasaydın o zaman” dediler. “Tamam, beni karakola götürün” dedim. “Biz seni götüremeyiz, taksiye bin git” diyerek beni yollamaya çalıştılar. “Benim can güvenliğim de yok” dediğimde, bana sadece “Taksi orada” diyerek gösterdiler.
Halkalı Karakolu’na gittim. Cemil Koç ismini verdiğimde “Biz tanıyoruz” deyip birbirlerine baktılar. Eve arama izni çıktı, evde hiçbir şey bulamadılar. Ertesi günü beni Kanarya Asayiş aradı ve oraya gitmemi söylediler. Gittim. 10-15 tane polis bana baskı kurarak, “Ben ifade verdim, benden yalan bilgi mi istiyorsunuz? Siz söyleyin, ben ona göre ifade vereyim” dediğimde, “Bize duygu sömürüsü yapma” dediler. Onları aradığımda ise, “Bizi çok rahatsız etme, biz işimizi biliyoruz” dediler.
Cemil Koç’un adamlarının isimlerini verdiğimde onları bulup getirmediler. Cemil Koç’un telefonu açıktı ama kardeşimi bulamadılar. Karakoldan çıktığımız sabah Cemil Koç beni aradı ve bana ifadelerimi satır satır okuduğunu söyledi. İfadedeki ayrıntıyı bana harfi harfine söyledi. Evi aradıklarını söyledi ve beni tehdit etti. “Polisler hiçbir şey yapamaz zaten” dedi.
Ben de iletişime geçtiğim polis memurunu aradım ve “Sizi savcılığa şikâyet edeceğim, siz benim ifadelerimi Cemil Koç’a okutuyorsunuz” dedim. “Savcılığa şikâyet etme, biz biraz ilerledik, araştırıyoruz. Savcılığa gidersen zaman kaybedersin ama istersen git” dediler.
Bu sabah beni Kanarya Emniyet’ten arayıp “Bahçelievler Adli Tıp’a git, artık seninle onlar ilgilenecek. Şimdi biz uyuyoruz, ulaşamayabilirsin” deyip telefonu kapattılar. Adli Tıp’ta beni içeriye almadılar. Tek başıma, başımı çaresiz yere vurduğumda bile “Kamu malına zarar veriyorsun, senin gibilerden çok geliyor” deyip beni izlediler.
Benim çalmadığım kapı, gitmediğim yer, aramadığım sokak kalmadı. Sonra kardeşimin ölüm haberini aldım. Benim kadın halimle yanımda olmayan, kardeşimin ölümüne sebep olan tüm devlet memurlarının, başta Cemil Koç olmak üzere cezasını çekmesi için şimdi sizden yardım istiyorum.