TikTok'ta yapılan bir paylaşımda, Ayten abla olayı ne? TikTok Ayten abla olayı gerçekte ne? sorularına verilen cevap şöyle:
1950’li yıllarda Türkiye’de telefon aboneleri doğrudan şehirlerarası görüşme yapamıyordu. Başka şehirdeki bir aboneyi aramak isteyenler önce telefon santraline bağlanıyor, görüşme santral görevlileri aracılığıyla sağlanıyordu. İzmir Şehirlerarası Telefon Santrali’nde çalışan Ayten Akturan da bu görevlilerden biriydi; şehir dışından arayanlarla İzmirli abonelerin görüşmesini sağlıyordu.
Türkiye, Ayten Akturan’ın adını ilk kez 27 Mayıs 1960 darbesi sonrası kurulan Yassıada Mahkemeleri’nde duydu. Darbeyle görevden alınan Demokrat Parti Genel Başkanı ve Başbakan Adnan Menderes’in yargılandığı davalardan biri de Demokrat İzmir Gazetesi Davasıydı. Bu davada, Menderes ve 23 kişi, Demokrat İzmir gazetesinin matbaasını tahrip etmeye teşvik etmekle suçlanıyordu. Sanıklar suçlamaları reddetmiş, davada somut bir delil sunulamamıştı.
Ancak savcılığın sürpriz tanığı olan telefon memuresi Ayten Akturan’ın tanıklığı, davanın seyrini değiştirdi. Gazetelerde “Telefoncu Ayten” olarak anılan Akturan, Başbakan Menderes’in telefonunu Demokrat Parti İzmir Milletvekili Muzaffer Kurbanoğlu’na bağlayan görevliydi. Normalde santral memurlarının bağlantıyı kurduktan sonra hatta kalmamaları gerekiyordu. Ancak Ayten Akturan bu kurala uymadığını, konuşmayı dinlediğini ve içeriğini hatırladığını belirtti. Akturan’a göre Başbakan Menderes, gazete binasına yeterince zarar verilmediği için Kurbanoğlu’nu azarlamıştı.
Sanıklar suçlamaları reddetse de Ayten Akturan’ın ifadesiyle aralarında Menderes’in de bulunduğu 16 kişi mahkum oldu.
Yaklaşık bir yıl sonra kamuoyunu sarsan bir gelişme yaşandı. Ayten Akturan’ın, davanın savcısı Ömer Altay Egesel’in sevgilisi olduğu ortaya çıktı. Akturan’ın Egesel’e yazdığı ve Ankara’ya gönderilmek üzere İzmir’den postaya verdiği üç aşk mektubu, postanede görevli bir memur tarafından açılarak gazetelere sızdırılmıştı.
Skandal büyüdü. Adalet Partisi Senatörü Rıfat Öztürk, Çin’den döndüğünü belirttiği bir toplantıda savcı Egesel’in evinin balkonundan alındığını iddia ettiği ve Ayten Akturan’a ait olduğunu söylediği bir kadın külodunu gazetecilere gösterdi. Ayten Akturan ise İzmir’den yanıt verdi: “Bu külot benim değil, olsa olsa Sayın Senatör’ün bir hanım akrabasınındır.”
Akturan, mektupları sızdıran postane memuruna dava açtı. Duruşmalar olaylı geçti. Sanık avukatlarının talebi üzerine Ayten Hanım’a ait olduğu öne sürülen kadın külodu sarı zarf içinde mahkemeye getirildi; izdiham yaşandı. Demokrat Parti yandaşları, sanık postane memurunu desteklemek için tezahürat yaptı, Ayten Akturan’a hakaret edince salon boşaltıldı. Dava sonunda mektupları çalan görevli iki yıl hapis cezası aldı.
Santral memurlarının herhangi bir görüşmeyi dinlemesi ciddi bir suç olmasına rağmen, Ayten Akturan hakkında bu nedenle bir soruşturma açılmadı. Ancak Ulaştırma Bakanlığı, özel hayatının bir memureye yakışmadığı gerekçesiyle kendisine uyarı cezası verdi ve şehirlerarası servisteki görevinden alarak muhasebe servisine aktardı.