CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Taşkın, üniversitelerde rektör atamalarını Cumhurbaşkanlığı yetkisine bağlayan yeni yasal düzenlemeyi eleştirerek, yükseköğretimde liyakat, bilimsel özerklik ve katılımcılık ilkelerinin tamamen rafa kaldırıldığını söyledi. Taşkın, "Ülkemizde rektörlerin Cumhurbaşkanı ataması ile belirlenmesi, Temmuz 2025’te TBMM tarafından kanunlaştırıldı. Daha önce bir kararname söz konusuydu artık kanun var. Maalesef seçme hakları ellerinden alınan üniversiteler ve kamuoyu bu duruma büyük ölçüde sessiz kaldı. Bu gerçekçi tespiti yapmamız gerek diye düşünüyorum. 1946-1980 arasında rektörler, öğretim üyelerinin seçimiyle belirleniyordu. Çoğumuz bu geleneği unuttuk. 1980-1992’de rektörler, YÖK’ün önerdiği üç aday tarafından Cumhurbaşkanı kararıyla atanıyordu. 1992-2016 arasında değişik bir yöntem takip edildi. Seçimde ilk altıya giren rektör adayı arasından YÖK önce üçe indiriyordu, bunu Cumhurbaşkanlığı’na sunuyordu. Cumhurbaşkanı da bu üç aday arasından bir kişiyi rektör olarak atıyordu. Hem seçim hem de atama bileşenleri söz konusuydu. 2016’daki darbeden sonra iktidar bu uygulamadan vazgeçti ve rektörlerin Cumhurbaşkanı tarafından atandığı bir uygulamayı başlattı. Önce ‘darbe nedeniyle geçici bir uygulama’ diyorlardı ama sonra tabii bunu sevdiler. Belki de gerçek niyetleri buydu" açıklamasında bulundu.

İktidar, darbecilerin bile gerisine düştü

Partisinin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru sonucunda uygulamanın iptal edildiğini hatırlatan Taşkın, iktidarın bu kez aynı yetkiyi yasa aracılığıyla sürdürme yoluna gittiğini belirterek, "Partimizin Anayasa Mahkemesi’ne bu konuda yaptığı başvuru sonucundan bu karar iptal edilmişti. Mahkeme, bu atama uygulamasına ‘Bilimsel özerkliğe aykırıdır’ diye vurgular yaptı. Ama iktidar umursamadı. Bu kez ne yaptı? Cumhurbaşkanı’nın atama yetkisini, kararname olarak değil kanun olarak temmuz 2025’te meclisten geçirdiler. Hiçbir liyakat, hiçbir kriter yok. 12 Eylül Cuntası bile anayasaya hem seçme hem atama ifadelerini koymuştu. Böylece iktidar, darbecilerin bile gerisine düşmüş oldu. Bu ülkede yurttaşlar muhtar seçebiliyor ama üniversite bileşenleri rektör seçemiyor. Oldu olacak apartman yöneticilerini de Cumhurbaşkanı atasın o zaman. Ülkeyi tek adam zihniyetine teslim edenlerin, üniversiteleri de tek adam zihniyetine teslim etmeleri çok şaşırtıcı değil" ifadelerini kullandı.

Üniversiteler çoraklaşıyor ve niteliksizleşiyor

Üniversitelerde yaşanan nitelik kaybına ve akademiden büyük kaçışa dikkat çeken Yüksel Taşkın, rektörlerin aşırı yetkilerle donatıldığını vurgulayarak, "Üniversitelerde rektörlerin abartılı yetkileri var. Ben onlara Tanrı Kral diyorum. Bu yetkiler; senato, dekanlar, bölüm başkanları gibi seçilmiş kişi ve kurullara dağıtılsa sorun büyük ölçüde çözülür. CHP tam da bunu yapmayı vaat ediyor aslında. Bu arada iktidar partisi uzun bir süre şöyle bir görüş savunmuştu: 'Üniversitelerde seçim olursa siyasallaşma oluyor' diyorlardı. Şimdi ne yapıyorlar? Eski milletvekillerini ya da milletvekili seçilemeyen arkadaşlarını doğrudan rektör atıyorlar. Demek li hiçbir şekilde samimim değillermiş bu iddialarında. Maalesef üniversitelere verdikleri değer bu, arka bahçeleri olarak görüyorlar. Bunun sonucunda üniversitelerin hali ortada, büyük bir kaçış yaşanıyor. Üniversiteler, çoraklaşıyor, niteliksizleşiyor" diye konuştu.

20’den fazla örnek tespit ettik

Taşkın, iktidarın “seçim üniversiteleri siyasallaştırır” söylemiyle yola çıkıp, eski milletvekillerini doğrudan rektör atamasının samimiyetsizliğini ortaya koyduğunu ifade ederek, "Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Mehmet Naci Bostancı, üç dönem AK Parti milletvekilliği yaptı. Ankara Üniversitesi Rektörü Necdet Ünüvar, dört dönem AK AK Parti milletvekilliği yaptı. Dokuz Eylül Üniversitesi Eski Rektörü Fatma Seniha Nükhet Hotar, dört dönem dönem AK Parti milletvekilliği yaptı. Liste uzayıp gidiyor, 20’den fazla örnek tespit ettik. CHP iktidarında; rektörler, dekanlar ve bölüm başkanları üniversite bileşenlerince seçilecek ve yine seçilmiş kurumlarca denetlenecekler. Seçim ve denetim anlamında işleyen bir sistem oluşturacağız. Üniversiteleri, iktidarın arka bahçeleri olmaktan çıkaracağız ve gerçek işlevlerine kavuşturacağız" dedi.

Muhabir: Nazlı Şentürk