Gözle görünenin ötesini işaret eden kadim bir mısra, yüzyıllar sonra bile insanı düşündürüyor: “Cihân-ârâ cihân içindedir ârâyı bilmezler...” Hayâlî Bey’in bu derin beyti, içinde bulunduğumuz dünyanın anlamını kavrayamayışımızı çarpıcı bir benzetmeyle ortaya koyuyor.
"Cihan Ara Cihan İçindedir" Ne Demek?
Divan edebiyatının derinlikli şairlerinden Hayâlî Bey’e ait olan bu beyit, sadece bir şiirsel ifade değil; aynı zamanda insanın evrendeki yerini, gafletini ve hakikati arayışını sorgulayan güçlü bir metafordur. “Cihân-ârâ cihân içindedir ârâyı bilmezler / O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler” dizeleri, yüzeyde sade bir anlatım sunsa da, özünde yoğun tasavvufi katmanlar barındırır.
Cihanı Süsleyen Hakikat: "Cihân-ârâ"
“Cihân-ârâ”, yani “dünyayı süsleyen şey” ifadesiyle kast edilen; ilahi bir güç, evrendeki düzen ya da varoluşun kaynağıdır. Şair, bu güzelliğin ve düzenin aslında göz önünde olduğunu fakat insanların bunu göremediğini vurgular. Buradaki ana fikir, hakikatin dışarıda değil, zaten içinde bulunduğumuz yerde olduğudur.
Görmeden Yaşamak: Gaflet Hâli
İkinci mısradaki “O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler” benzetmesi, bu düşünceyi daha da derinleştirir. Balık nasıl denizin içinde olduğu hâlde denizi bilmezse, insan da hakikatin tam ortasında yaşar ama çoğu zaman onu fark etmez. Bu durum, tasavvufta “gaflet” olarak adlandırılır — yani kişinin, içsel hakikatin ya da Tanrı'nın farkında olmadan yaşaması.
Tasavvufi Yorum: Hakikate Kör Kalmak
Beytin arkasında yatan tasavvufi anlayış, insanın kendini ve Rabbi'ni tanıma yolculuğuna dikkat çeker. Göz önünde olanı görmemek, zihnin perdelenmiş olmasıdır. Şair, bu ifadeyle insanın içsel dünyasına bir pencere açmak, onu uyanışa çağırmak ister. Hakikat uzağımızda değil, bilakis tam da içimizdedir.
Beytin Günümüze Yansıması
Bugün bu beyti modern hayata uyarladığımızda, günlük koşturmaca içinde kendi benliğini, yaşamın anlamını ve değerini fark edemeyen bireyleri düşünebiliriz. Hep bir arayış içindeyiz ama belki de aradığımız, tam da bulunduğumuz yerdedir. Tıpkı denizin içinde yüzen ama denizi tanımayan balıklar gibi...