Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü ve Öğretmen Atama Programı’nda açıklamalarda bulunuyor. Erdoğan, vazife başında şehit olan öğretmenler ile afetlerde ve kazalarda hayatını kaybeden eğitimcilere Allah'tan rahmet diledi.

Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:

"Öğretmenlik kadar hayatımızda yer eden pek az meslek bulunuyor. 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyorum. Şehit öğretmenlerimize de sevgiyle, rahmetle yad ediyorum.

Bugün 15 bin öğretmen adayımızın da atama heyecanını paylaşacağız. Evlatlarımızı geleceğin dünyasına en güzel şekilde hazırlayacaklar. Samimiyetle mesleklerini icra edeceklerine inandığım genç öğretmenlerimizi tebrik ediyorum. İlk atamadan emekliliğe kadar öğretmenlik, her aşamasında sabır, özveri isteyen saygın bir meslektir.

Öğretmenliği diğer kamu görevlerinden ayıran özelliği, malzemesinin de meyvesinin de insan olmasıdır. Öğretmen, kendisine emanet edilen cevher olan öğrencisini merhametle işleyen mücevher ustasıdır. Ufkunu genişletir. İlmek ilmek dokur. Öğretmen öğrencisine kimi zaman ana babalık kimi zaman arkadaşlık yapar.

Öğretmenlerimiz ilim, irfan ve ahlak meşalesini ellerinde taşıdıkça Türkiye'nin yolu da ufku da sonuna kadar açıktır. Siz bu ruha sahip çıkarsanız önümüz inşallah aydınlık olacaktır.

"TEKNOLOJİNİN ZARARLI YÖNLERİNİ MİNİMALİZE ETMELİYİZ"

Teknolojinin hayatımızı kuşattığı bir çağda yaşıyoruz. Teknoloji ve dijitalleştirmenin etkilerini kimse inkar edemez. Daha önce günler süren pek çok işi elimizdeki telefon üzerinden saniyeler içerisinde yapabiliyoruz. Dünyanın bir ucundaki gelişmeleri anbean takip edebiliyoruz. Teknolojideki değişim baş döndürücü bir boyuta ulaştı. Sonunu kimsenin öngöremediği bir yere doğru insanlık olarak yol alıyoruz.

Akıntıya karşı kürek çekemeyeceğimize göre bunu doğru yönetebiliriz. Teknolojinin sağladığı imkanlardan istifade ederken zararlı yönlerini minimalize etmek bizim elimizdedir. Bunun yolu da çocuklarımıza dijital farkındalık eğitimi vermekten geçiyor. Sadece yasaklayarak bir netice alınmayacağını biliyoruz. Çocuklarımızın oyun alanı artık parklar ve sokaklar değil. Evlatlarımız dijital teknolojinin atmosferinde daha çok vakit geçirecek sayısız imkana ulaşabiliyor. Arkadaşlarıyla orada eğleniyor, sosyalleşiyorlar.

Ailelerimizin, çocuklarının eğitimleriyle yakından ilgilenmesi, sanal dünyadan gelebilecek tehdit ve tehlikelerle mücadelede çok çok önemlidir. El ele verecek, dikkatli, sabırlı, şefkatli ve kararlı bir şekilde sanal alemden yayılan tehlikelere karşı mücadele edeceğiz.

Toplumda ve her birimizin hayatında özel bir yere sahip olan öğretmenlerimize haklarını teslim etmek asli vazifemizdir. 23 yıldır bunun çabasında olduk. Eğitimi yaygınlaştırmak, önündeki engel ve yasakları kaldırmak için ilk günden beri çalışıyoruz.

23 yılda başarılı işlere imza attık. Hedeflerimize öğretmenlerimizle birlikte varacağız. Birkaç puan oy uğruna eğitimde de popülizmin sınırlarını zorlayan siyasi rakiplerimize rağmen bunu inşallah başaracağız.

ÖĞRETMEN OLMAZSA ÖĞRENCİYİ KİM YETİŞTİRECEK?

Aktif görevdeki her 10 öğretmenden 8'i bizim dönemimizde atandı. Öğretmen olmazsa öğrenciyi kim yetiştirecek? Buna gereken ehemmiyeti, önemi vermemiz gerekiyordu, işte bunu biz verdik. Bu büyük dönüşüm sınıfların içinde de somut şekilde hissediliyor.

Ben öğrencilik yıllarımı hatırlıyorum, sınıflarımızda 70, 80, 90 öğrenci vardı. Şimdi öğrenci sayısı 15, 20, 25, buralara kadar indirdik. Kaliteyi artırmak zorundaydık ve bunu başardık. Böyle oranları yakalayan çok az ülke vardır. Türkiye hamdolsun bunu bizim dönemimizde başarmıştır.

Okullaşma oranlarında da örnek bir tabloya sahibiz. 5 yaşta okul öncesi net okullaşma oranımız yüzde 11,7'den yüzde 82,53'e çıktı. İlköğretimde yüzde 91'den yüzde 96'ya, ortaöğretimde yüzde 50.57'den yüzde 82,85'e geldi.

Kaynak: Haber Merkezi