Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi, yarım asırlık tarihini anlamlı bir sergiyle kutladı. “Cumhuriyetin 100. yılı ve GSF’nin 50. yılı” buluşmasında, Konak Modern Sanat Merkezi ev sahipliğinde açılan “Bir Zamanlar GSF’de” sergisi, fakültenin hem geçmişine hem de ortak sanat hafızasına tanıklık etme imkânı sunuyor. DEÜ GSF Sanat Kuramları Anabilim Dalı Temel Eğitim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Koştumoğlu, 2017 yılında 128 fotoğrafın yer aldığı ilk sergisini Ege Üniversitesi AKM fuayesinde açtığını hatırlatarak, bu sergiyi “Pazartesi” olarak adlandırdığını belirtti.
Portreler duygusal bir temele dayanıyor
Prof. Dr. Koştumoğlu, fakülte binasının yıkımıyla tarihi değeri artan bu karelerin, mekânla bütünleşen akademik üretimi belgelediğini vurguladı. Her pazartesi günü öğretim üyelerini kendi alanlarında, yani odalarında, atölyelerinde ya da laboratuvarlarında fotoğrafladığını belirterek, bu çalışmayı sadece teknik bir kayıt olarak değil, duygusal bir tanıklık olarak gördüğünü ifade etti. Portrelerin mekânsal bağlam içinde oluşturulmasının bilinçli bir tercih olduğunu kaydeden Prof. Dr. Koştumoğlu, sanat üretiminin ruhunu sadece insan değil, içinde bulunulan mekânın da yansıttığını söyledi.
Doğallığın önemine vurgu
Prof. Dr. Koştumoğlu, büyük ve dikkat çekici ekipmanlar yerine dijital pocket fotoğraf makinesi kullanarak doğallığı ön plana çıkardığını aktardı. Model ve fotoğrafçı arasındaki ilişkinin samimi olması gerektiğini vurgulayarak, makinenin değil, anın değerli olduğunu söyledi. Fotoğraflarda sadece meslektaşlarının yüzlerini değil, yılların birlikte ördüğü ortak emeği ve üretim kültürünü de kadraja dahil etmeye çalıştığını dile getirdi.
Her karede bir iz, her izde bir zaman
Alsancak’ta temelleri atılan, 1995–2019 yılları arasında Narlıdere’de üretimini sürdüren fakülte, bugün yalnızca akademik değil, kültürel bir mirasın da taşıyıcısı. Yıkılan bina sonrası mekânsal belleğin fotoğraflarla korunması, bu sergiyi hem sanatsal hem de tarihsel olarak değerli kılıyor. Prof. Dr. Koştumoğlu’nun tanımıyla sergi, ışığın yönüyle, mekânın sesiyle ve perspektifin derinliğiyle şekillenen bir yolculuğa dönüşüyor. Her karede bir zaman, her izde bir yaşam kesiti yer alıyor.




