Diyarbakır, tarihi zenginlikleri ve kültürel mirasıyla ünlü bir şehir olarak bilinir. Ancak, bu güzel kentte yüzyıllar boyunca dilden dile dolaşan birbirinden ilginç efsaneler de mevcuttur. İşte Diyarbakır'ın mistik atmosferini ve tarihini yansıtan bazı şehir efsaneleri...
Kırklar Türbesi
Diyarbakır'ın güneybatısındaki Kırklar Dağı'nda gizemli bir mağara bulunmaktadır. Kırklar Türbesi olarak bilinen bu mağara, kırk evliyanın girdiği ancak bir daha dönmeyen bir mekan olarak anlatılır. Efsaneye göre, kırk evliya insanlar arasında görünmez bir şekilde yaşarlar ve her Perşembe seladan sonra beyaz güvercin kılığına girip mağaraya girerler. Mağara içinde abdest alıp ateş yakarlar ve gün ağarana kadar ibadet ederler. Ziyaretçiler, buraya şifa bulmak için gelir ve mağaradaki suyu içer, duvardaki topraktan bir parça yerler.
Ben-ü Sen Surları
Diyarbakır surlarında bulunan Evli Beden Burcu ve Yedi Kardeş Burcu'nun yapımıyla ilgili anlatılan bir efsane, bu surlara "Ben-ü Sen Surları" adını kazandırmıştır. Baba-oğul mimarlar, aynı anda ve aynı güzellikte iki büyük burç yapmayı kabul ederler, ancak burçları bitene kadar birbirlerine görünmeme sözü verirler. İki burç da mükemmel bir şekilde tamamlandığında, baba oğulu gezdikten sonra birlikte surlardan atlayarak kaybolurlar.
Eshab-ı Kehf Mağarası
Eshab-ı Kehf Mağarası efsanesi, Arabistan'da Zalim kralı Dakyanus döneminde yaşayan Yemlihan ve dört arkadaşının hikayesini anlatır. Allah'a inanan bu kişiler, Dakyanus'un kendisini tanrı ilan etmesini reddederler ve hapse atılırlar. Hz. Cebrail'in yardımıyla zindandan kurtulan grup, 309 yıl boyunca uykuya dalıp Diyarbakır'a gelir. Ancak, bu uzun uykunun ardından uyandıklarında dünyada birçok şeyin değiştiğini fark ederler.
Diyarbakır Şeytanı
Eski zamanlarda her kentin bir şeytanı olduğuna inanılırmış. Diyarbakır'ın şeytanı ise diğerlerinden daha kötüymüş. Halk arasında kargaşaya neden olarak insanları birbirine düşürüyormuş. Bu duruma son vermek isteyen bir demirci, şeytanı yakalayıp bir demirin içine hapsetmiş ve İç Kale'deki bir duvara zincirlemiştir. Bu efsane, insanların İç Kale'ye gidip demir parçasına lanet okuyarak şehirde birlik ve düzeni sağlamaya çalıştıkları ilginç bir ritüeli de içerir.