İsviçre’den gelen ziyaretçiler, Efes Selçuk Belediyesi’nin sürdürülebilir tarım ve yerel üretim modeliyle öne çıkan Efes Tarlası Yaşam Köyü’nü ziyaret etti. Green Destinations En İyi 100 Hikâye listesinde yer alan proje, Atatürk’ün modern tarım vizyonundan ilham alarak kuruldu. Ziyaretçiler, yerel tohum üretimi, coğrafi işaretli ürünler ve Toprak Okulu çalışmaları hakkında bilgi aldı.
Efes Selçuk’un sürdürülebilir tarım politikalarının simgesi haline gelen Efes Tarlası Yaşam Köyü, bu kez İsviçre’den gelen bir ziyaretçi grubunu ağırladı. Yurt içi ve yurt dışında kazandığı çok sayıda ödülün yanı sıra, geçtiğimiz dönemde Green Destinations En İyi 100 Hikâye listesine giren proje, uluslararası alanda da ilgi görmeye devam ediyor.
Ziyaretçilere Efes Tarlası Yaşam Köyü’nün, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Köylülerin gözleriyle görebilecekleri çalışmaları için örnek tutacakları verimli, modern, uygulamalı tarım merkezleri kurmak gereklidir” sözünden ve Köy Enstitüleri modelinden ilham alınarak hayata geçirildiği aktarıldı. Projenin, yalnızca üretimi değil, aynı zamanda eğitimi ve yerel kalkınmayı da merkeze aldığı vurgulandı.
Yerel tohumlar ve coğrafi işaretli ürünler tanıtıldı
Karaot Yerel Tohum Derneği Başkanı Feray Karapınar’ın rehberliğinde gerçekleşen ziyarette, konuklara uygulama alanında yetiştirilen yerel bitki çeşitleri ve coğrafi işaretli Osmancık üzümü tanıtıldı. Ziyaretçiler, serada yetiştirilen farklı domates türlerini de yerinde inceleyip tattı.
Ziyaretin devamında grup, Efes Tarlası Yaşam Köyü bünyesindeki Toprak Okulu’nu gezerek burada düzenlenen eğitim programları hakkında bilgi aldı. Ardından Tohum Merkezi’ni gezen ziyaretçiler, yerel tohum çeşitlerini inceledi ve kendi ülkelerindeki benzer çalışmalarla ilgili deneyimlerini paylaştı.
Efes Tarlası Yaşam Köyü’nü son derece etkileyici bulduklarını ifade eden İsviçreli konuklar, sürdürülebilir tarım ve yerel üretim konusundaki örnek çalışmaları nedeniyle Efes Selçuk Belediyesi’ne teşekkür etti. Ziyaretçiler, merkezin yalnızca bir tarım alanı değil, aynı zamanda doğayla uyumlu yaşamın ve toplumsal üretim bilincinin simgesi olduğunu belirtti.