14 Kasım Dünya Diyabet Günü’nde Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Bilim Dalı tarafından organize edilen etkinlikte, diyabetle yaşayan bireylerin hayatını kolaylaştıran bilimsel gelişmeler ve teknolojik çözümler masaya yatırıldı. Etkinliğe, alanında uzman isimler kapsamlı sunumlarla katkı sağladı.
Tedavi için umut var
Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Damla Gökşen etkinlikte yaptığı sunumda, Tip 1 Diyabetin karmaşık doğasına dikkat çekti. Hastalığın kalıcı olduğuna, glikoz düzeylerinin ideal aralıkta tutulmasının çok sayıda değişkene bağlı olduğuna işaret ederek, bu sürecin aileler ve sağlık ekipleri için büyük sorumluluk gerektirdiğini belirtti. Prof. Dr. Gökşen, dünyada diyabet tanısı konmuş birey sayısının 9 milyonu aştığını ve bu sayının 2040 yılında iki katına çıkmasının öngörüldüğünü aktardı. Hastalıkla mücadelede sadece A1C değerlerine bakmanın yetersiz olduğunu, anlık verilerin doğru okunarak müdahale edilmesi gerektiğini söyledi. Bu süreçte, insülinle birlikte glukagon da verebilen hibrit kapalı devre sistemlerin artık ulaşılabilir hale geldiğini belirterek, Türkiye’nin bu alanda birçok ülkeden daha ileri bir noktada olduğunu vurguladı. Genetik biliminde yaşanan ilerlemelerle birlikte diyabetin kökten çözümüne dair umutların yeniden filizlendiğini belirten Prof. Dr. Gökşen, ilk kez bu kadar iyimser bir tablo gördüğünü ifade etti.
Sensör okuryazarlığı şart
Dr. Hemşire Günay Demir, sensörler ve insülin infüzyon pompa sistemleri üzerine yaptığı sunumda, cihazların karşılaştırmalı özelliklerini detaylı biçimde ele aldı. Sensör okuryazarlığının önemine dikkat çekerek, kullanıcıların eğilim grafiklerini, alarmları ve olay girişlerini bilinçli şekilde takip etmesi gerektiğini belirtti. Bu verilerle doğru analiz yapmanın, tedavi başarısını doğrudan etkilediğini vurguladı. Pompa sistemlerinin kablosuz entegrasyon, otomatik dozlama ve yazılım destekli yönetim gibi işlevlerine değinen Dr. Demir, bu gelişmiş cihazların başarısında motivasyon, bireysel eğitim ve düzenli takip sürecinin vazgeçilmez olduğunu dile getirdi.
Kan şekeri izleminde devrim
Diyabet Eğitim Hemşiresi Hafize Işıklar, sensör teknolojilerinin sağladığı devrime dikkat çekti. Eskiden parmaktan ölçümle yalnızca günün belirli anlarının izlenebildiğini belirten Işıklar, artık sensörlerle şeker düzeyindeki iniş çıkışların kesintisiz görülebildiğini, böylece fark edilmeyen gece hipoglisemilerinin bile saptanabildiğini ifade etti. Bu sayede insülin dozlarının daha doğru ayarlanabildiğini ve tedavi sürecinde daha fazla esneklik kazanıldığını söyledi. İnsülin pompalarının sağladığı bireyselleştirilmiş doz kontrolüne de değinerek, bu sistemlerin, glikoz düzeyine göre insülin akışını otomatik olarak durdurabildiğini, artırabildiğini ya da gerektiğinde manuel bolus gönderilebildiğini aktardı. Tüm bu teknolojilere geçişin yalnızca hekim, hemşire ve diyetisyen eşliğinde yapılması gerektiğinin altını çizdi.





