Terörle mücadele gazisi, yazar ve gazeteci Oktay Yıldırım, ikinci kez saldırıya uğradı. Erzurumlu bir baba ve Sivaslı bir annenin çocuğu olarak 28 Mayıs 1971’de Elazığ’da doğan Yıldırım, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde uzun yıllar astsubay olarak görev yaptı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terörle mücadele operasyonlarına katılan Yıldırım, görevleri sırasında iki kez bacağından yaralandı ve uzun süre tedavi gördükten sonra 2005 yılında harp malulü olarak emekli edildi.

TSK’dan ayrıldıktan sonra yazarlık ve gazetecilik kariyerine yönelen Yıldırım, Yeni Hayat Dergisi, Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal gibi mecralarda yazılar yazdı, programlar yaptı. Üniversitelerde konferanslar verdi, çok sayıda kitaba imza attı. En çok ses getiren çalışması ise “Diyanet’in Tarikatlar Raporu” oldu. Bu kitap uzun süre tartışmalara neden olmuş, Diyanet’in toplatma talebi ve açtığı tazminat davası reddedilmişti.

Siyasetle de ilgilenen Yıldırım, Vatan Partisi üyesiyken Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki tasfiyeleri eleştiren bir paylaşımı silmeyi reddettiği için partiden ihraç edildi.

Ancak Yıldırım’ın adı son dönemde art arda yaşanan saldırılarla gündeme geldi. 10 Ağustos’ta ilk saldırıya uğrayan Yıldırım’ın silahı gasp edildi, arabası parçalandı, evi taşlandı. Bu olayın ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, TBMM’de yaptığı açıklamayla jandarmanın görevini yerine getirmediğini ve koruma sisteminin devreye girmediğini vurguladı.

Bugün ise, Büyük Taarruz’un yıldönümünde Afyon’a gitmek üzere hazırlanan Oktay Yıldırım’ın aracı ikinci kez hedef alındı. Yıldırım evden çıkmadığı sırada aracına çok sayıda mermi ve saçma isabet etti. Olayın ardından jandarmayı arayan Yıldırım, yalnızca bant kaydıyla karşılaştığını belirtti.

Muharip ve İç Güvenlik Gazileri, Harp Malülleri, Dul ve Yetimleri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Taner Baş, saldırıya sert tepki göstererek, “Hasım olmak istiyorlarsa hasım olacağız. Bu böyle biline. Gazi Oktay Yıldırım’ın arabasını kurşunladılar” dedi.

Oktay Yıldırım’ın Balıkesir Burhaniye Dutluca Köyü’nde yaşadığı saldırılar nedeniyle köyü terk etmeme kararı aldığı, ancak peş peşe gelen saldırıların ardından güvenlik zafiyetinin ciddi boyutlara ulaştığı ifade ediliyor.

Kaynak: Haber Merkezi