Erzurum Teknik Üniversitesi bünyesinde 2017 yılında kurulan Erzurum Şehir Arşivi (ERŞA), şehrin yüzyıllara yayılan hafızasını koruma ve gelecek kuşaklara aktarma misyonunu kararlılıkla sürdürüyor. Bağışlarla arşive kazandırılan çok sayıda tarihi belge, ihtiyaç halinde restore edildikten sonra yüksek çözünürlüklü tarayıcılarla dijital ortama aktarılıyor. Böylece hem fiziksel olarak muhafaza edilen hem de dijitalleştirilerek erişime açılan belgeler, araştırmacılar için kapsamlı bir başvuru kaynağı hâline geliyor. ETÜ Rektör Yardımcısı ve Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naim Ürkmez, arşivin kuruluş amacının, bölgeye dair dağınık hâlde bulunan ve kaybolma tehlikesi taşıyan tarihi belgeleri güvenli bir merkezde toplamak olduğunu belirtti. Ürkmez, ilk koleksiyonun merhum araştırmacı Abdurrahim Şerif Beygu’ya ait olduğunu aktararak, zaman içinde hem özel koleksiyonlardan hem de bireysel bağışlardan çok kıymetli materyaller toplandığını söyledi. Ürkmez, “Erzurum ve Doğu Anadolu’ya dair arşivlik belgelerin yok olmasını engellemek, bu hafızayı dijitalize ederek tüm araştırmacılara sunmak en temel hedefimizdi. İnsanların güvenini kazandıkça bağışların arttığını ve çok değerli koleksiyonlara ulaştığımızı gördük.” dedi.

230 bin görüntüden 23 bini erişime açıldı

ERŞA’da bugün itibarıyla 230 bine yakın dijital görüntü bulunuyor. Bu materyaller arasında tapu kayıtları, aile belgeleri, beratlar, resmi yazışmalar, gazete sayıları ve çeşitli mimari yapılara ilişkin belgeler yer alıyor. Rektör Yardımcısı Ürkmez, dijitalleştirilen bu verilerin şu anda yaklaşık 23 bininin ersa.erzurum.edu.tr adresi üzerinden ücretsiz erişime açıldığını, kalan materyallerin de sisteme peyderpey yükleneceğini ifade etti. Ürkmez, dijital arşivin küresel erişime açık olduğunun altını çizerek, “Elde ettiğimiz tarihi belgeleri yalnızca korumuyor, aynı zamanda tüm dünyanın araştırma hizmetine sunuyoruz.” dedi.

Bağış çağrısı: “Bizimle paylaşmanız geleceğe bırakılmış bir mirastır”

ERŞA’nın her geçen gün yeni belgelerle zenginleştiğini vurgulayan Ürkmez, bölgeye ait tarihi evrakı olan vatandaşları arşivle iletişime geçmeye davet etti. Ellerindeki belgelerin zamanla tahrip olduğunu belirten Ürkmez, “Kondisyonu bozulan her belge risk altındadır. Bizimle paylaşmanız, o belgeyi geleceğe güvenle aktarmak anlamına gelir.” dedi. Arşivde bugün 1700’lü yıllara ait belgelerin bulunduğunu, tam taramanın ardından 1650’li yıllara kadar inilebileceğini belirten Ürkmez, bağışların hem şehrin hem de bölgenin kültürel hafızasına büyük katkı sağladığını söyledi.

“Restorasyon, dijitalleştirme ve erişim: Üç adımlı koruma modeli”

Tarihi belgelerin arşive ulaştıktan sonra özel bir süreçten geçtiğini belirten Ürkmez, önce restorasyon yapıldığını, ardından belgenin dijitalize edilerek arşive kaydedildiğini ifade etti. “Amacımız sadece belgeyi korumak değil; aynı zamanda araştırmacıların bilgi üretebileceği bir kaynak oluşturmak.” diyen Ürkmez, belgelerin mimari yapı analizlerinden aile tarihi çalışmalarına kadar geniş bir yelpazede araştırma imkânı sunduğunu söyledi. ERŞA, bugün sadece Erzurum’un değil, tüm Doğu Anadolu’nun arşivlik belgelerini sistematik biçimde koruyan ve dijital erişime açan nadir merkezlerden biri hâline geldi. Arşiv yetkilileri, toplanan her belgenin hem bilimsel üretime hem de şehrin tarihsel kimliğine katkı sunduğunu belirtiyor. Böylece, yüzlerce yıl öncesine uzanan belgeler dijital dünyada yeniden hayat buluyor; Erzurum’un hafızası, geçmişten geleceğe güvenle taşınıyor.

Kaynak: AA