İzmir’in kuzeyinde, Gediz Nehri’nin Ege Denizi’ne kavuştuğu noktada yer alan ve Türkiye’nin biyolojik çeşitlilik açısından en zengin sulak alanlarından biri kabul edilen Gediz Deltası, bu yaz bir kez daha doğa koruma çalışmalarının odak noktası oldu. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü iş birliğinde, Küresel Çevre Fonu (GEF) desteğiyle yürütülen “Gediz Nehri Havzasında Sürdürülebilir ve Entegre Su Kaynakları Yönetimi Projesi” kapsamında gerçekleştirilen çalışmada 650 yavru flamingo halkalandı.

Bilimsel takip ve doğa koruma bir arada

Flamingolar, yalnızca görsel bir doğa zenginliği değil, aynı zamanda deltadaki ekolojik dengenin bir göstergesi. Halkalama faaliyetleri sayesinde bu kuşların göç rotaları, üreme başarı oranları ve popülasyon dinamikleri hakkında bilimsel veriler elde ediliyor. Bu veriler, doğal kaynak yönetimi kararlarının bilimsel temele oturtulmasında ve iklim değişikliğinin sulak alanlar üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesinde kritik rol oynuyor.

Özel teknikle güvenli halkalama

Halkalama günü, biyologlar ve veterinerlerden oluşan ekip sabahın erken saatlerinde deltada buluştu. “Kışkışlama” olarak bilinen yöntemle yavru flamingolar güvenli şekilde toplanarak kuluçka adasındaki özel bölgeye alındı. Burada her yavruya metal halka takıldı, parazit kontrolleri yapıldı, tartıldı ve ardından doğal yaşam alanına geri bırakıldı. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi’nden Doç. Dr. Luc Ortaç Onmuş, “Bugün burada 16 bin çift flamingo ürüyor. Yaptığımız bu çalışma yalnızca kuşları korumakla kalmıyor; çünkü flamingoların beslendiği artemia türü, Akdeniz’deki balıkçılık için de kritik. Flamingo artemia popülasyonunun dengede kalmasını sağlıyor, bu da balık larvalarının hayatta kalmasına doğrudan katkı veriyor” dedi.

Ekosistem ve balıkçılık için stratejik önem

Flamingoların varlığı, Türkiye ve Akdeniz havzasındaki balıkçılık faaliyetleri açısından da önemli. Uzmanlar, deltadaki flamingo popülasyonunun korunmasının hem biyolojik çeşitlilik hem de ekonomik sürdürülebilirlik açısından zorunlu olduğunu belirtiyor. Onmuş’un ifadesiyle, “İspanya, Fransa, Kuzey Afrika dahil Akdeniz’deki flamingoların yarısı şu an burada üreme yapıyor. Bu nedenle Gediz Deltası’nın korunması sadece yerel değil, uluslararası öneme sahip.”

İklim değişikliğine karşı koruma planı

FAO Türkiye Temsilcisi Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, proje kapsamında yalnızca halkalama değil, aynı zamanda kuluçka adasının iklim değişikliğine karşı dayanıklılığını artıracak restorasyon çalışmaları da yapılacağını belirterek, “Artan sıcaklıklar ve su kaynaklarındaki azalma, sulak alanların önemini her geçen gün artırıyor. Gediz Deltası’nın korunması, sadece kuşlar için değil, tüm canlılar için yaşamsal öneme sahip” dedi. Su Yönetimi Genel Müdürü Arife Sever ise “Murat Dağı’ndan doğan Gediz Nehri, binlerce kilometre yol kat ederek bu deltaya hayat veriyor. Burada üreyen flamingolar, dünyanın dört bir yanına göç ediyor. Bu alanın ekolojik dengesini korumak su yönetiminin asli görevlerinden” diye konuştu. Bu çalışmalar sayesinde Gediz Deltası, hem Türkiye’nin en büyük flamingo üreme alanı olma özelliğini sürdürüyor hem de Akdeniz ekosisteminin en kritik kuş göç merkezlerinden biri olarak varlığını koruyor.

Kaynak: İHA