Kadınların iş gücüne etkin katılımını sürdürürken, anneliği destekleme hedefiyle uzun süredir tartışılan doğum izni reformu, kamu çalışanlarına ayrıcalık tanınan bir yapıya dönüşüyor. Hükümet, 2025’i “Aile Yılı” ilan etmiş, bu kapsamda izin süresinin 4 aydan 1 yıla yükseltilmesi yönünde fikirler kamuoyuna yansımıştı. Ancak gelen ilk somut taslak düzenleme, memurlar için 24 haftalık doğum iznini öngörüyor; işçiler için ise hâlihazırda yürürlükte olan 16 haftalık izin sınırı devam ediyor.
Hükümet, azalan doğum oranlarını artırmak ve koruyucu aileliğin teşvikini sağlamak amacıyla doğum izni süresinde yeni bir düzenlemeye hazırlanıyor.

Taslağa göre, kadın memurların doğum izni 16 haftadan 24 haftaya yükseltilirken, babalara tanınan izin süresi 10 günden 15 güne çıkarılacak. Koruyucu aile olarak görev yapan memurlara ise 15 gün izin hakkı tanınacak. İşçi babalar için ise 15 gün ücretsiz izin öngörülüyor. Dolayısıyla kamuoyunda yıllardır konuşulan “1 yıl doğum izni” beklentisi şimdilik 24 haftalık (yaklaşık 6 ay) yeni sınırla sınırlı kalırken, işçi anneye yönelik bir artış planı görmek isteyenler için bu taslak yetersiz kalacak gibi gözüküyor.

Dilek Ete-3

“Baskı uygulanıyor”

Sosyal Güvenlik Müşaviri Dilek Ete, düzenlemenin hem annelerin hem de babaların iş hayatından kopmadan aile yaşamını sürdürebilmeleri açısından önemine dikkat çekti. Yeni düzenlemenin memur annelerin çocuklarıyla daha fazla vakit geçirebilmesine olanak sağlarken, özel sektördeki işçi annelerini ise bu teşvikten mahrum bırakabileceğini belirten Ete, “Bu adımla memur anneler, bebekleriyle daha uzun süre vakit geçirebilecek ve iş hayatıyla süreci dengeleyebilecek. Ancak özel sektörde çalışan anneler çocuklarıyla yine daha az beraber olabilecek. Çünkü bu uygulama, özel sektörde kamuda olduğu kadar sorunsuz ilerlemeyebilir. İşverenlerin, çalışan anneleri korumak yerine farklı yollarla baskı uygulamaya çalıştığı durumlar hâlâ yaşanıyor” dedi.

“Suçu memur olmamak mı?”

Ete, kadın memurlara yönelik yeni doğum izni düzenlemesine ilişkin yaptığı değerlendirmede, uygulamanın kadınlar arasında adaletsizlik yarattığını dile getirdi. Ete, “Kadın memurlar düzenleme sonrası kadın işçilere göre 2 ay daha fazla doğum izni hakkına sahip olacak. Kadın işçinin kabahati, memur olamaması mı?” diyerek tepkisini dile getirdi. Annelik gibi ortak bir değerin farklı statüler üzerinden ayrıştırılmasının doğru olmadığını belirten Ete, “Annelik için farklı statüdeki kadınlara bu tür ayrımcılıkların yapılması doğru değil. Uygulanan bu ayrımcılık, işçi annelere hakarettir, onlara ‘ırgat’ muamelesi yapmaktır. Devletin asıl görevi çalışan kadınlar arasında statü farkı gözetmeden eşit haklar tanımak olmalı; zira annelik, kadının mesleği ya da konumu ne olursa olsun aynı özveriyi gerektiriyor” diye konuştu.

“Özel sektörde engel çok”

Ete, yarı zamanlı çalışmanın kamuda özel sektöre göre daha kolay uygulanabileceğini kaydederek, “Anne ya da baba devlet memuruysa, çocuk ilkokul çağına gelene kadar yarı zamanlı çalışma hakkı tanınacak. Ödemeler devlet tarafından yapılacak ve bu, annelerin hak kaybı yaşamadan esnek çalışmasını sağlayacak. Özel sektörde ise benzer bir uygulamanın hayata geçmesi daha zor, çünkü işverenin yerine çalışacak birini bulması ya da maaş ödemeleri gibi engeller söz konusu olabiliyor” diye ekledi. Ete, özel sektörde mobbing ve işten çıkarma risklerinin kanunlarla tamamen engellenemediğine de vurgu yaptı. “Kadınlar, hamilelik izinleri sürecinde işten çıkarılma tehdidiyle karşılaşabiliyor. Bu nedenle kanun ne kadar güçlü olursa olsun, uygulamada sorunlar yaşanabiliyor. Çözüm, kreş sayısının artırılması ve çalışma ortamlarının daha esnek hâle getirilmesi olabilir” ifadelerini kullandı.

Yardım ile sadece 4 kutu mama alınabiliyor

Kadınlara doğum izni üzerine yapılan yeni düzenleme tartışmalarının gölgesinde, devletin doğum desteği uygulamaları da dikkat çekiyor. 2025’ten itibaren çıkarılan Doğum Yardımı Yönetmeliği’ne göre, ilk çocuk için tek seferlik 5 bin TL tutarında doğum yardımı ödemesi yapılacak. İkinci çocuk için ise çocuk 5 yaşına gelene kadar her ay 1.500 TL, üçüncü ve sonraki çocuklarda da aylık 5 bin TL destek verileceği belirtiliyor. Ancak ailelere göre verilen destekler mevcut enflasyona göre oldukça düşük. Aileler tek seferlik verilen 5 bin TL’lik yardım ile ortalama kalitede en fazla 10 paket bebek bezi veya en fazla 4 kutu mama alabiliyor.

Kaynak: Dilek Çakır Durak