Altın sektörü tarihinin en büyük operasyonlarından biri! İstanbul Altın Rafinerisi’nin de aralarında bulunduğu şirketler zinciri, 543 milyon dolarlık sahte ihracatla devletin döviz destek primlerini hedef aldı. Halaç Ailesi’nin sahibi olduğu şirket yapısı üzerinden yürütülen sistemli dolandırıcılık iddiaları sonrası 21 kişi gözaltına alındı.

İstanbul Altın Rafinerisi’nin sahibi kimdir?

İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş. (İAR), 1996 yılında devlet desteğiyle kuruldu. Türkiye'de kıymetli madenlerin rafine edilmesi ve uluslararası standartlara uygun şekilde işlenmesi amacıyla faaliyete geçirilen bu kurum, 2002 yılında özelleştirme süreciyle birlikte Halaç Ailesi tarafından satın alındı. Günümüzde şirketin hisselerinin yaklaşık %99'u Halaç ailesine ait. Bu yönüyle, sektörün özel teşebbüs eliyle büyüyen ve küresel pazara açılan örneklerinden biri hâline gelmiştir.

Halaç ailesi ve yönetim yapısı

İstanbul Altın Rafinerisi’nin yönetiminde Halaç Ailesi etkin bir role sahiptir. Ailenin üç kardeşi; Ömer Halaç, Özcan Halaç ve Özkan Halaç, şirketin kuruluşundan itibaren yönetici pozisyonlarında görev almışlardır. Kapalıçarşı’da kuyumculuk temelli başlayan ticari yolculukları, zamanla rafinasyon ve ihracata dayalı daha geniş bir yapıya dönüşmüştür. Ailenin şirket üzerindeki kontrolü hem stratejik hem de operasyonel düzeyde belirleyicidir.

Erkam Halaç kimdir?

Türkiye'nin kıymetli maden sektöründe öne çıkan isimlerinden biri olan Erkam Halaç, İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş. (İAR) Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürütmektedir. Hakkında başlatılan son adli süreçlerle kamuoyunun dikkatini çeken Halaç, bugüne dek rafinaj sektöründe iş geliştirme, ihracat ve uluslararası akreditasyon süreçlerinde etkin bir rol üstlenmiştir.

Sahte şirketlerle 543 milyon dolarlık ihracat

Soruşturmanın detaylarına göre, şüpheliler devletin verdiği %3 ihracat destek priminden haksız şekilde faydalanmak için, şirket çalışanlarının adına 24 paravan şirket kurdu. Bu şirketler aracılığıyla, 543.634.253 dolarlık kıymetli maden ve altın bileşeni ihracatı yapılmış gibi gösterildi. Böylece, sahte ihracatlar üzerinden devlet teşvikleri alınarak kamuya büyük ölçüde maddi zarar verildiği öne sürülüyor.

Hangi suçlamalar yöneltiliyor?

Gözaltına alınan kişilere yönelik suçlamalar arasında, “Kamu kurumlarını nitelikli dolandırıcılık yoluyla zarara uğratmak”, “1211 Sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’na muhalefet”, “4749 Sayılı Kamunun Finansmanı ve Borç Yönetimi Kanunu’na muhalefet” ile “1567 Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’a aykırılık” yer alıyor. Bu kapsamda soruşturmanın genişleyerek derinleşmesi bekleniyor.

Kaynak: Haber Merkezi