İzmir’in Torbalı ilçesinde yer alan Metropolis Antik Kenti’nde sürdürülen kazılarda, Helenistik Dönem’e tarihlenen 2 bin 200 yıllık mermer bir tanrıça başı ortaya çıkarıldı. Kazı Başkanı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Aybek, eserin kimliğine ışık tutabilecek ilk değerlendirmeleri paylaştı.
Kazı çalışmalarının Geleceğe Miras Projesi kapsamında devam ettiğini belirten Prof. Dr. Aybek, son dönemde antik kentin ticari yapılarından biri olduğuna inanılan ve “Agora” olarak değerlendirilen alanda yoğunlaştıklarını ifade etti.
“Buluntular kentin heykeltıraşlık mirasını doğruluyor”
Prof. Dr. Aybek, kazı sahasında eş zamanlı yürütülen düzenleme, uygulama, konservasyon ve restorasyon çalışmalarının oldukça zengin buluntular sunduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“Son olarak, mermerden yontulmuş bir tanrıça başı gün yüzüne çıktı. Heykel başı, Helenistik dönemin teknik ve estetik yaklaşımına dair değerli ipuçları barındırıyor. Çalıştığımız yapı Roma Dönemi’nde inşa edilmiş olsa da kullanılan malzemeler ve önceki bulgular, Helenistik dönemin izlerini net biçimde ortaya koyuyor. Bu başın, o dönem meclis yapısının çevresinde sergilenen onurlandırma heykellerinden biri olduğunu düşünüyoruz.”

“Bergama etkisi belirgin şekilde hissediliyor”
Metropolis’in MÖ 2. yüzyılda heykeltıraşlıkta güçlü bir merkez konumunda olduğunu hatırlatan Aybek, başın yontulma tekniğinin Bergama Okulu’nun karakteristik özelliklerini taşıdığını söyledi:
“Helenistik Dönem’de sıkça kullanılan, farklı parçaların bir araya getirilmesi yöntemi burada da görülüyor. Yazıtlar da Bergama’nın Metropolis üzerindeki etkisini doğruluyor. Bu nedenle eserin Bergama etkisiyle üretildiğini ya da oradan getirilmiş olabileceğini söylemek mümkün.”
Hangi tanrıçaya ait olabilir? İlk işaret Hestia’yı gösteriyor
Heykel başında tanrıçayı doğrudan işaret eden bir sembol olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Aybek, yine de bazı ipuçlarının mevcut olduğunu belirtti:
“Yüz ifadesi ve saç formu bunun bir tanrıça heykeline ait olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Metropolis’te daha önce meclis yapısında bulduğumuz ve Hestia’ya ait olduğu belirlenen bir gövde mevcut. Yeni bulunan baş, o gövdeyle uyum sağlarsa Hestia’ya ait olma ihtimali güçlenecek.”

“Restorasyon, heykelin gerçek ifadesini ortaya çıkardı”
Uzun süre toprak altında kaldığı için kalın bir kireç tabakasıyla kaplanan eserin detaylı bir restorasyondan geçtiğini belirten Aybek, süreci şöyle özetledi:
“Heykelin yüz hatları son derece ince işçilikle oluşturulmuş. Deneysel olarak göz kısmını tamamlayıp bakışın üslubunu anlamaya çalıştık. Saç bukleleri ve yüzey pürüzsüzlüğü dönemin ustalığını yansıtıyor. Restorasyon ekibimiz, özellikle kireç tabakasının temizlenmesi aşamasında titiz bir çalışma yürüttü.”




