İzmir’in Buca ilçesindeki Buca Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi, son aylarda örnek bir dönüşüme sahne oldu. Huzurevi yönetimi, tesisin bahçesindeki kullanılmayan kafeteryayı 10 ay önce sanat ve etkinlik alanına dönüştürerek yaşlı bireylerin yaşamına yeni bir renk kattı.
Sanatla Yeniden Canlanan Bir Alan
Dönüştürülen bu alan artık yalnızca bir etkinlik odası değil, aynı zamanda yaratıcılığın, paylaşımın ve huzurun buluştuğu bir merkez haline geldi. Halk eğitimi merkezinden gelen eğitmenler gözetiminde, huzurevi sakinleri ahşap boyama, yakma sanatı, sepet örme, örgü ve el işi gibi kurslara katılıyor.
Eğitimlere katılan yaşlılar, hem el becerilerini geliştiriyor hem de sanatın birleştirici gücüyle birbirleriyle kaynaşıyor. Üretilen eserler, İzmir genelinde düzenlenen kermeslerde sergileniyor ve satışlardan elde edilen gelirle yeni etkinlikler finanse ediliyor.
“Gerçek Huzuru Burada Buldum”
71 yaşındaki Yalçın Ünver, huzurevinde sanatın hayatına kattığı anlamı şu sözlerle anlatıyor:
“2002’den beri ahşap yakma sanatıyla ilgileniyorum. Buraya 7 ay önce geldim. Kafamda bir resim belirince onu beynime kazırım; haftalarca üzerinde düşünürüm. Yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamam. Gerçek huzuru burada buldum.”
Ünver, sanatını gelecek nesillere aktarmayı da hedefliyor.
“Birine el vermek istiyorum. Yalçın Ünver ismi Buca Huzurevi’nde çınlasın. Sesim kaybolsa da eserlerim yaşasın. Tek gayem iz bırakmak.”
“Boş Durmayı Sevmem, Atölyem Benim Evim”
74 yaşındaki Halil Kırca ise 13 yıldır huzurevinde yaşıyor. Kırca, kontrplak üzerine çizdiği desenleri kıl testeresiyle işleyerek özgün eserler yaratıyor:
“Hocalarımdan çok şey öğrendim. Benim huzurevi hayatım, atölye hayatım oldu. Ölümüm bile orada olacak, çünkü orada huzurluyum. Boş durmayı hiç sevmem.”
Yaşlılığa Değer Katan Bir Proje
Buca Huzurevi’nin bu uygulaması, yaşlı bakımına yalnızca fiziksel değil, psikososyal bir bakış açısı kazandırmasıyla dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, yaşlı bireylerin üretkenliğini ve sosyal ilişkilerini koruması, hem ruhsal hem zihinsel sağlık açısından büyük önem taşıyor.
Etkinlik alanı sayesinde huzurevi sakinleri, yalnızlık duygusundan uzaklaşıp yeniden toplumla bağ kurabiliyor. Her yeni el işi, bir başarı hissi ve yaşam sevinci olarak huzurevi duvarlarını renklendiriyor.