Grand Kartal Otel yangınına ilişkin davada 6’ncı duruşma günü, çarpıcı tanık ifadelerine sahne oldu. Mahkemede müşteki sıfatıyla konuşan 19 yaşındaki Sevgi Selvi, olay anında yaşadıklarını detaylarıyla anlatarak duruşmaya damga vurdu.
Grand Kartal Otel Faciasında Duruşmalar Devam Ediyor
Bolu’daki Grand Kartal Otel’de 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin ise yaralandığı yangın faciasına ilişkin açılan davanın ilk duruşması devam ediyor. 19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı davada, beşinci günde sanık savunmaları tamamlandı. Altıncı duruşma gününde ise müştekilerin beyanları alınmaya başlandı.
“Banyoda Ölümü Bekledik”
Yangın gecesi otelde kalan 19 yaşındaki Sevgi Selvi, duruşmada verdiği ifadede yaşadıklarını anlattı. Selvi, “Burada 78 çok büyük bir rakam. Sayının daha fazla olmamasının nedeni otel yönetimi değil, tamamen tesadüf. O gece oteldeydim, arkadaşımın kapıya vurmasıyla uyandım. Yoğun duman vardı, nefes almak mümkün değildi. Otele yıllardır gittiğim için yapısını iyi biliyorum, fakat o gece hiçbir alarm çalmadı, hiçbir yağmurlama sistemi devreye girmedi" dedi.
Yaşadığı korku dolu anları anlatan Selvi, “Ağzımızı ıslak bezlerle kapattık. Oda arkadaşlarımın hiçbiri reşit değildi. Banyoda ölümü bekledik. Camı kıran birilerini görünce son bir çıkış denemesi yaptık. 8027 numaralı odaya sığındık, çarşafları birbirine bağlayarak aşağı inmeye çalıştık. O odadaki 10 kişi olarak hayatta kaldık. Ancak artık en ufak seste irkiliyorum. Sisli havalarda kalamıyor, is kokusuyla baş edemiyorum" ifadelerini kullandı.
“Kefen Bile Nasip Olmadı”
Yangında oğlunu, gelinini ve iki torununu kaybeden müşteki Ayşe Ekici ise duygularını şu sözlerle aktardı:
“Dört evladımı birden kaybettim. Üç günlük tatil için gitmişlerdi. Bir gün kaldılar, ikinci gün yandılar. Üçüncü gün döneceklerdi. Yangından sonra çocuklarımızı 20 saat boyunca bulamadık. Oğlum arayıp ‘Anne ablamı Ankara’da bulduk’ dedi. DNA örneği istediler. Cesetlerini poşete koymuşlar, kefen bile nasip olmadı. Tabutla gömmek zorunda kaldık. Altı aydır evden çıkmıyorum. Biz acı içinde kıvranırken, onlar keyif yapmış. Böyle bir insanlık olamaz. Davanın sonuna kadar takipçisiyim.”