Türkiye’nin yaz aylarında en çok karşılaştığı ölümcül hastalıklardan biri olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) için umut verici gelişmeler yaşanıyor. Kene ısırmasıyla bulaşan ve özellikle Orta ve Doğu Anadolu’da can kayıplarına yol açan bu hastalıkla ilgili klasik yöntemlerle geliştirilen aşıların yetersiz kalmasının ardından, bilim insanları şimdi mRNA teknolojisine yönelmiş durumda. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Çetin, mRNA tabanlı aşıların yüksek etkinlik potansiyeline dikkat çekerek, önümüzdeki yıllarda KKKA’ya karşı etkili bir bağışıklık kalkanının mümkün olabileceğini söyledi.
Vakalar Artıyor, Risk Yayılıyor
Havaların ısınmasıyla birlikte KKKA vakalarında artış gözlemlendiğini belirten Prof. Dr. Çetin, Nisan ayı itibarıyla özellikle Sivas, Tokat, Yozgat, Amasya, Erzincan ve çevresindeki illerde kene ısırıklarının yoğunlaştığını ifade etti. Bu artışın Mayıs ve Haziran aylarında daha da hızlanacağı öngörülüyor. Uzmanlar, kırsalda çalışan ya da vakit geçiren vatandaşların açık renkli ve vücut kapatan kıyafetler giymesi, pantolon paçalarını çorap içine sokması gibi önlemleri ihmal etmemesi gerektiğini vurguluyor. Prof. Dr. Çetin, dünyada birkaç merkezde KKKA’ya karşı mRNA temelli aşı çalışmaları yürütüldüğünü ve bu çalışmaların klasik aşı yöntemlerine kıyasla çok daha etkili sonuçlar verdiğini belirtti. “İlk denemeler klasik yöntemlerle yapıldığında yeterli bağışıklık yanıtı alınamamıştı. Ancak mRNA teknolojisinin kullanılmasıyla çok daha güçlü sonuçlar elde ediyoruz. İnsan denemelerinde de olumlu veriler elde edilirse, Covid-19’da olduğu gibi bu hastalık için de yaygın aşılama mümkün olacak,” dedi. Sadece Türkiye değil, Orta Doğu, Afrika ve Balkanlar da KKKA açısından alarm veriyor. İran, Irak, Azerbaycan gibi ülkelerde vaka sayılarında artış yaşanırken, uzmanlar göçmen kuşların keneleri farklı coğrafyalara taşıyarak riski genişlettiğine dikkat çekiyor. Bu nedenle uluslararası düzeyde iş birliği ile önleyici tedbirlerin hızlandırılması gerektiği ifade ediliyor.
Aşı Dışında İlaç Geliştirme Çabaları da Sürüyor
Henüz KKKA’ya özgü bir tedavi edici ilaç bulunmuyor. Mevcut tedaviler, genellikle antiviral ilaçlarla destekleyici şekilde uygulanıyor. Ancak Dünya Sağlık Örgütü öncülüğünde yürütülen çok uluslu projeler kapsamında, hastalığa özel antiviral ilaç geliştirme çalışmaları da sürüyor. Prof. Dr. Çetin, Türkiye’den bilim insanlarının da yer aldığı bu uluslararası konsorsiyumlarda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Uzmanlar, erken tanının ve halkın bilinçlendirilmesinin, KKKA ile mücadelede en az aşı kadar önemli olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle kırsal kesimlerde yaşayan vatandaşlara yönelik bilinçlendirme kampanyalarının artırılması, sağlık kuruluşlarının olası vakalara karşı hızlı hareket etmesi gerektiği vurgulanıyor.