Tıbbi amaçlı kenevir ürünlerinin Türkiye’de satışına yönelik ilk adım atılarak eczanelerde satılmasına izin verildi. Ancak halk arasında "kenevir serbest bırakıldı" şeklinde yansıyan bu gelişme, yalnızca belirli etken maddeleri kapsayan, ruhsatlı ürünlerin denetimli olarak eczanelerde satılmasına izin verilmesini içeriyor. Sağlık Bakanlığı, kenevirden elde edilen tüm tıbbi, kişisel bakım ve destek ürünlerinin ruhsatlandırılması, takibi ve satışıyla ilgili yetkili kurum olarak tanımlandı. Yeni düzenlemeyle bu ürünlerin izin süreçleri Sağlık Bakanlığı’nca hazırlanacak yönetmelik çerçevesinde, Tarım ve Orman Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın görüşleri alınarak yürütülecek. Ürünlerin tedarik zincirindeki tüm hareketleri ise eczaneler tarafından Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği takip sistemine bildirilecek.

Enver Olgunsoy-1

‘Sağlık için olumlu’

Kınık Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (TDİOSB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Meclis Üyesi Enver Olgunsoy, yapılan son düzenlemeyle kenevirin doğrudan satışının söz konusu olmadığını vurguladı. Olgunsoy, “Burada serbest bırakılan, içindeki etken maddelerin damla, kapsül gibi formlarda hastaya sunulmasıdır. Kenevirin satışı değil, tıbbi ilaç haline getirilmiş içeriklerin satışı söz konusu. Ben bir eczacı olarak, Türkiye’de kenevirin üretilmesini ve bu içeriklerin elde edilmesini son derece yararlı buluyorum. kenevirin içinde CBD ve benzeri etken maddeler vardır. Bu maddeler, eczanelerde ilaç olarak damla, kapsül şeklinde satışa sunulabilir" dedi.

‘Kınık en uygunu’

İzmir’de bulunan Kınık Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nden (TDİOSB) bahseden Olgunsoy, “Bu bölgemiz aromatik ve tıbbi bitkiler üzerine hizmet verecek. Bu alanda parsel satışlarına da başladık. Kenevirin kontrollü üretimi için en uygun yerlerden biri olabilir burası. Çünkü bu tarz ürünlerin mutlaka kontrollü bir ortamda yetiştirilmesi gerekir. Uyuşturucu madde riski nedeniyle kontrol şarttır ve bu tarz kontrollü bölgeler, üretim için en ideal alanlardır. Umarım bizim organize bölgemize bu alanda yatırım yapacak üreticiler çıkar” diye konuştu.

‘9 kez dönüştürülür’

Türkiye’de bu ürünlerin mutlaka yetiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Olgunsoy, “Sadece sağlık sektöründe değil sanayinin hemen hemen her alanında çok yararlı bir bitki. Bu kadar değerli bir bitkinin ithalatına bağımlı kalmak üzücü olur. Biz bu bitkinin etinden, sütünden, her şeyinden istifade edilebiliriz. Eskiden Türkiye'de bolca yetiştiriliyordu. Şu anda da kenevir yetiştiriliyor ama bu sanayi tipi dediğimiz, lifleri için üretilen türüne izin veriliyor. Bu da tekstil sanayisinde, kâğıt sanayisinde ve benzeri sektörlerde kullanılıyor” dedi. Kenevirin her alanda kullanılabileceğini vurgulayan Olgunsoy, “Örneğin tekstil, kağıt sanayi, hatta inşaat sektörü bile bu bitkiden faydalanabilir. Çok sağlamdır. Örneğin sigara kağıdının en ideali kenevirden elde edilir. Üstelik diğer selüloz türlerine göre defalarca geri dönüştürülebilir. Normal kağıt 2-3 kez dönüştürülebilirken, kenevir kağıdı 9 kez dönüştürülebilir. O derece dayanıklı ve sürdürülebilirdir” şeklinde konuştu.

‘Motor güç olur’

Kenevirin neredeyse Türkiye’nin her yerinde yetişebildiğine dikkat çeken Enver Olgunsoy, “Hava şartlarına çok dayanıklıdır ve ilaç istemez. Sulanırsa daha iyi olur ama sulanmasa da büyür. Adana gibi bazı bölgelerde ekimi başladı. Ama çok yaygın değil henüz. Aslında eskiden bildiğimiz, yetiştirdiğimiz bir bitkiydi. Ama uzun süre ara verildiği için unuttuk.
Öyle mucizevi bir bitki ki; kumaştan başlayın, kağıt, polyester, inşaat malzemesine kadar saymakla bitmez. Türkiye uzun süre maalesef bu alanda geri kaldı. Şimdi tekrar bu bitkiyi tanımaya başlıyoruz. Potansiyeli çok büyük. Yeter ki ekilsin, yetiştirilsin. Sektörler buna adapte olacaktır. Bu bitki birçok sektör için motor güce dönüşebilir” ifadelerini kullandı.

‘Suç kenevire atılıyor’

Batıda kenevirin genellikle uyuşturucu maddeyle anıldığını ama bunun çok yanıltıcı olduğunu vurgulayan EBSO Meclis Üyesi ve Kınık TDİOSB Başkanı Enver Olgunsoy, “Gerçek kenevirin uyuşturucu olarak kullanımı çok düşüktür. Dünya genelinde yüz kullanıcıdan sadece 4-5’i doğal kenevir kullanır. Geri kalanı sentetik maddeler kullanır ama suç kenevire atılır. Türkiye’de de bu yüzden uzun yıllar uzak duruldu. Oysa kenevirin gerçek potansiyeli tarımda, tıpta, sanayide çok fazla görülmekte. Bizim bu bitkiyle yeniden tanışmamız ve doğru kullanmamız gerekiyor” dedi.

Kaynak: Filiz Erol