Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü öğretim üyeleri, Ege Denizi’nin kuzeyinde gerçekleştirdikleri bilimsel seferle deniz ekosisteminde iklim değişikliğinin etkilerini ortaya koymak için önemli bir adım attı. Enstitüye ait Koca Piri Reis araştırma gemisiyle yürütülen çalışma, bölgedeki fiziksel ve kimyasal değişimleri uzun vadeli olarak gözlemlemeyi hedefliyor.

Altı Gün, 22 İstasyon, Yüzlerce Ölçüm

Sefer kapsamında 6 bilim insanı ve 11 kişilik mürettebat, Türk kara suları ile uluslararası sularda belirlenen 22 istasyonda su sıcaklığı, tuzluluk, oksijen oranı ve yoğunluk gibi temel deniz parametrelerini ölçtü. Toplanan veriler, geçmiş yıllarda yapılan ölçümlerle karşılaştırılarak Ege Denizi’nde iklim değişikliğine bağlı uzun dönemli değişimlerin analizinde kullanılacak.

Elde edilen yüksek çözünürlüklü veriler, ilerleyen süreçte hem Türkiye’de hem de uluslararası platformlarda yayımlanacak bilimsel çalışmalara temel oluşturacak.

“Ege Denizi, İklim Krizinin En Sıcak Noktalarından Biri”

Araştırma ekibinin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Murat Gündüz, Ege Denizi’nin iklim krizine karşı en hassas bölgelerden biri haline geldiğini vurguladı.
“Son yıllarda su sıcaklıkları Türkiye’nin diğer denizlerine paralel olarak 0,4 ila 1,4 derece arasında artış gösteriyor. Bu artış, yalnızca sıcaklıkla sınırlı kalmıyor; ekosistemi bütünüyle etkiliyor. Sıcak suyu seven yabancı türlerin artık Ege’de görülmeye başlaması bunun en somut örneği,” dedi.

Prof. Gündüz, buharlaşmanın artmasıyla yüzey sularındaki tuzluluk oranının yükseldiğini, bunun da deniz yaşamını ve ekosistem dengesini doğrudan etkilediğini belirtti.

Körfezler Tehdit Altında

Ekip, araştırma sırasında körfezlerle açık deniz arasındaki su alışverişini de inceledi. Gündüz, körfezlerin “nefesini” Ege Denizi’nden aldığını vurgulayarak, “Ege’deki herhangi bir değişim, İzmir Körfezi’ni de doğrudan etkiliyor. Bu nedenle Ege’deki fiziksel koşulları anlamadan körfezlerin geleceğini tahmin etmek mümkün değil,” ifadelerini kullandı.

Bu çalışmalar sayesinde İzmir Körfezi’nin su sirkülasyonu, kirlilik seviyeleri ve su giriş-çıkış dinamikleri de daha net biçimde ortaya konacak.

Yoğun Su Oluşumları Akdeniz’e Uzanıyor

Araştırmada, Ege Denizi’nde rüzgâr etkisiyle yüzey sularının soğuyup dibe çökmesiyle gerçekleşen yoğun su oluşum süreçleri de detaylı biçimde incelendi. Prof. Gündüz, bu suların yalnızca Ege için değil, Akdeniz’in derin su yapısı için de belirleyici rol oynadığını belirtti:
“Ege, Akdeniz’e derin su sağlayan bir deniz. Bu yoğun suların ne zaman, ne kadar ve nerede oluştuğunu bilmek, bölgesel ve küresel iklim modelleri için son derece önemli.”

Prof. Dr. Gündüz, elde edilen verilerin uzun vadeli hedefinin, bir “deniz tahmin sistemi” oluşturmak olduğunu açıkladı.
“Hava tahmin sistemlerine benzer şekilde, deniz koşullarını da önceden tahmin edebilen bir sistem geliştirmek istiyoruz,” diyen Gündüz, bu sistemin önümüzdeki beş güne kadar su sıcaklığı, tuzluluk, dalga yüksekliği ve akıntı yönü gibi parametreleri tahmin edebileceğini söyledi.

Bilimsel İzleme Süreklilik Kazanacak

DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nün planladığı bu seferlerin periyodik olarak devam edeceği, böylece Ege Denizi’nin iklim değişikliğine verdiği yanıtların uzun vadeli olarak izlenmesinin sağlanacağı belirtildi.

Bu veriler, yalnızca akademik araştırmalara değil; balıkçılıktan kıyı yönetimine, çevre koruma politikalarından iklim eylem planlarına kadar geniş bir yelpazede karar vericilere de rehberlik edecek.

Kaynak: AA