Sahte gıda üretimi gün geçtikçe artarken, sahteciler bu kez gözlerini bebek mamalarına dikti. Merdiven altı üretim olarak tabir edilen sahte gıda üretimleri, bebeklerin sağlığını bile tehlikeye atmaya başladı. Dünyanın birçok yerinde sahte bebek maması içirilen bebeklerde enfeksiyonlar oluşurken Türkiye’de de sahteciler, sahte bebek maması üretiminden geri kalmadı.
Kamuoyuna yansıyan haberlere göre; Gaziantep'in Şehitkamil ilçesinde, İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından bir depoya düzenlenen operasyonda, merdiven altı yöntemlerle üretilmiş tam 10 ton 850 kilogram sahte bebek maması ele geçirildi. Paketlenmiş ve satışa hazır haldeki ürünlerin piyasa değerinin 8 milyon 700 bin lira olduğu belirtilirken, ürünlere ise el konuldu. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, numune alarak içerik incelemesi başlattığını belirtti. Uzmanlar merdiven altı koşullarda üretilen sahte mamaların, bebeklerin gelişimini ciddi biçimde tehdit edebileceğini vurguladı. Özellikle denetimsiz ortamlarda kullanılan katkı maddeleri ve kimyasal kalıntılar, sindirim sistemi hasarından bağışıklık bozulmasına kadar birçok soruna neden olabiliyor. Doktorlara göre bu tür sahte mamalar, bebeklerde zehirlenme, kusma, ishal, kilo alamama, bağışıklık sisteminin çökmesi ve hatta uzun vadede sinir sistemi bozuklukları gibi sonuçlar doğurabiliyor. Ağır metaller taşıyan mamalarla beslenen bebeklerde dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü ve zihinsel gelişim geriliği riski de yüksek.
“Halk sağlığı sorunu”
Bebekler için hayati öneme sahip besinin anne sütü olduğunu vurgulayan İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Muhteber Çolak, ek takviye mamaların anne sütünün verilemediği veya sütün az olması gibi sağlık sorunları olması durumunda kullanılması gerektiğini söyledi. Çolak, “Anne sütü bebeği ömür boyu koruyan eşsiz bir besin. İlk altı ayda anne sütü verildiyse ve sonraki altı ayda da ek gıdaya doğru şekilde geçildiyse, çoğu zaman mamaya ihtiyaç yok. Ancak emziremeyen anneler için formül mamalar kullanılabilir ama bunların güvenilir markalardan ve güvenilir satış noktalarından alınması şart” ifadelerini kullandı. Sahte bebek mamaları hakkında Sağlık Bakanlığı’nın sıkı bir denetim mekanizması oluşturması gerektiğinin altını çizen Çolak, “Bu ülkede daha önce kanser ilaçlarının sahteleri bile yapıldı. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı'nın denetimleri artırması zorunludur. Sahte mama sadece dolandırıcılık değil, aynı zamanda bir halk sağlığı sorunudur” dedi. Çolak, ambalajı yıpranmış, bandrolsüz, son kullanma tarihiyle oynanmış ürünlerden uzak durulması gerektiğini ve mamaların bilinen markalardan, güvenilir yerlerden veya eczanelerden alınması yönünde vatandaşları uyardı.
“Süt anne de mümkün”
Anneler için sağlık sorunları nedeniyle bebeklerini emziremedikleri ve hazır mama vermek istemedikleri durumlarda ise, eski zamanlarda olduğu gibi süt anne uygulamasının da bir alternatif olabileceğini söyleyen Çolak, “Süt verecek annenin sağlık kontrolleri yapıldıysa ve anne ilaç kullanmıyorsa, bebeğin emzirilmesinde sağlık açısından bir sorun olmaz. Ancak doğurganlık oranlarının düşmesi nedeniyle süt anne bulmak artık eskisinden çok daha zor” ifadelerini kullandı.
Dünyada ölümler yaşandı
Sahte mama tehlikesi yalnızca Türkiye ile sınırlı değil. Fransa merkezli Lactalis firmasının ürettiği mamalarda salmonella bakterisi tespit edilmesi üzerine, 83 ülkede 12 milyon kutu ürün toplatılmıştı. Bu olay sonrası kamuoyuna yansıdığı üzere Fransa’da en az 35 bebek hastanelik oldu. ABD’de ise bazı toz mamalarla beslenen dört bebek enfeksiyon kapmış, ikisi hayatını kaybetmişti. ABD’de yapılan bir araştırmada ise, bazı mama markalarının ağır metaller içerdiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre mamaların önemli bir kısmında arsenik, kurşun ve kadmiyum gibi maddelere rastlandı. Uzmanlar bu maddelerin sinir sistemi gelişimini olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulundu.