Kamuoyunda çoğunlukla “kilo alıp verme hızı”yla ilişkilendirilen metabolizma, aslında vücudun tüm yaşamsal süreçlerini yöneten temel sistem olarak öne çıkıyor. Metabolizmanın yalnızca tartıdaki değişimlerle sınırlı olmadığını vurgulayan Medicana International İzmir Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Uzm. Dr. Aysel Mammadyarzada, metabolizmanın enerji üretiminden hormon dengesine kadar hayatın merkezinde yer aldığını söyledi. Modern yaşamın bireyi yanlış beslenme alışkanlıkları, uyku düzensizliği ve hareketsizlik gibi sağlığı bozan bir döngüye ittiğine dikkat çeken Mammadyarzada, metabolizmayı sadece diyet ve kilo verme hızıyla sınırlandırmanın yaygın bir yanılgı olduğunu belirtti: “Metabolizma; nefes alırken, yürürken, düşünürken hatta uyurken bile aktif olan, vücudun enerji üretimi ve biyokimyasal süreçlerinin tamamıdır. Bu yalnızca kilo kontrolüyle ilgili değildir; hücre yenilenmesi, hormonların uyumu ve enerji döngüsü metabolizmanın ana parçasıdır.” Metabolizma hızını doğrudan ölçen bir test olmadığını belirten Mammadyarzada, yavaşlık şüphesi bulunan kişilerde tiroit, insülin ve cinsiyet hormonları gibi değerlerin incelenmesi gerektiğini ifade etti.
Metabolizmanın Gizli Yöneticileri: Hormonlar
Mammadyarzada, metabolizmanın çok sayıda hormonun koordineli çalışmasıyla düzenlendiğini belirterek şu hormonlara dikkat çekti:
- İnsülin: Enerji üretimini ve kan şekerini kontrol eder
- T3-T4 (Tiroid hormonları): Metabolizma hızının belirleyicisidir
- Leptin & Ghrelin: Açlık ve tokluk sinyallerini yönetir
- Östrojen & Testosteron: Kas kütlesi ve yağ dağılımını belirler
- Kortizol: Stres durumunda enerji yönetimini etkiler
Özellikle insülin direncinin yalnızca kan şekeri artışı anlamına gelmediğini vurgulayan uzman, “Bu durum, karın bölgesinde yağlanmayı artırır, kilo vermeyi zorlaştırır ve tüm metabolik dengeyi bozar” dedi.
Kadın ve Erkekte Metabolizma Neden Farklı?
Mammadyarzada, hormonların cinsiyete özgü etkilerine dikkat çekerek kadınların yağ depolamasının çoğunlukla kalça ve uyluk bölgesinde, erkeklerin ise karın çevresinde olduğunu aktardı. Menopoz ve andropoz dönemlerinde hormon seviyelerinin düştüğünü belirten uzman, bu süreçte metabolizmanın yavaşlayabildiğini ve düzenli beslenme ile fiziksel aktivitenin kritik öneme sahip olduğunu ifade etti. Metabolizma yavaşladığı şikâyetiyle başvuran hastalarda sıkça tiroit bozukluğu, insülin direnci, demir ve D vitamini eksikliği tespit edildiğini söyleyen Mammadyarzada, asıl sorunun çoğu zaman yaşam tarzı olduğunu belirtti: “Uyku düzensizliği, stres, yanlış beslenme, sık yapılan düşük kalorili diyetler ve hareketsizlik metabolizmayı olumsuz etkiler. Bu yüzden belirtiler mutlaka titizlikle değerlendirilmelidir.”
Sağlıklı Bir Metabolizma İçin Altın Kurallar
Mammadyarzada, dengeli çalışan bir metabolizma için şu önerileri paylaştı:
- Düzenli uyku
- 3 ana + 2 ara öğünle dengeli beslenme
- Yeterli su tüketimi
- Düzenli fiziksel aktivite
- Gerekirse hormon ve kan tetkikleri
- Kişiye özel beslenme programı
- Gereksiz takviyelerden kaçınma
Medicana International İzmir Hastanesi uzmanları, metabolizmayı yalnızca kilo yönetimi olarak görmenin büyük bir hata olduğunu belirterek, sağlığın anahtarının doğru yaşam alışkanlıklarında saklı olduğuna dikkat çekiyor.





