9 Eylül sabahı, İzmir’in semalarında Türk bayrağı dalgalanırken, yalnızca bir şehir kurtarılmadı; bir milletin umudu da yeniden doğdu. Anadolu’nun dört bir yanında yıllarca süren savaşların yorgunluğunu taşıyan halk, İzmir’in kurtuluşuyla birlikte “nihai hedefe” ulaşmanın haklı gururunu yaşadı.
9 Eylül İzmir’in kurtuluşu ve ardından İzmir’in dünya sahnesinde yerini aldığı dönemlerde yaşananları Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fevzi Çakmak Yeni Bakış’a anlattı. Türk Milleti’nin nihai hedef olarak gördüğü İzmir’in işgaliyle başlayan Kurtuluş sürecinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Çakmak, sadece İzmir için değil, hem Türkiye hem de tüm dünya için ortaya çıkan bu tarihi anı Türk kültüründe kadim bir anlam taşıyan Kızıl Elma ülküsüyle özdeşleştirildiğini kaydetti. Çakmak, “İzmir’in kurtuluşunu Milli Mücadele tarihinde, Kızıl Elma dediğimiz ve Türk kültüründe ulaşılması hedeflenen nihai hedef olarak adlandırılan kavramla özdeşleştirdik. Bizim kültürümüzde Orta Asya’dan beri süregelen bir Kızıl Elma ülküsü vardır ve ulaşılması hayati önemde olan bir amaç etrafında şekillenir. İzmir gerçekten de Kurtuluş Savaşı’nda en nihayetinde ulaşılması gereken bir mücevher gibi nitelendirilerek Kızıl Elma kavramı yerine oturtulmuştur. O nedenle de özellikle İzmir’in işgalinden itibaren İzmir’in tekrar Türk egemenliği altına sokulması, Milli Mücadele’nin en başından sonuna kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kürsüsünden de sık sık dile getirilmiştir ve bu bir motivasyon kaynağı olmuştur. Buradaki motivasyon kaynağının en önemli nedenlerinden biri de İzmir’in işgaliyle beraber bölgede yaşayan Türk ve Müslüman halka yapılan zulümlerdir. İşgalle beraber insanlarımızın öldürülmesidir, onlara işkenceler yapılmasıdır, insanların üç buçuk yıl boyunca kendi topraklarından uzaklaştırılmış olmasıdır. Yunan işgaliyle başlayan bu acı süreçte yaşananlar aslında sadece İzmir ile de ilgili değil, İzmir nihai hedef olsa da bunun yanında Manisa’yı, Aydın’ı, Uşak’ı, Afyon’u, Bursa’yı, Balıkesir’i hatta Eskişehir’i de ilgilendiriyor. 1921 yılının Temmuz ayı itibariyle Yunan Ordusu Ankara sınırına kadar dayanmış. O işgalle başlayan süreç yaklaşık olarak bir buçuk yıl içerisinde Batı Anadolu’nun tamamen Yunan işgali altına girmesi ve orada işgal altında Türklere yapılan zulümler, elbette ki Kurtuluş Savaşı ve o savaşın lideri Mustafa Kemal Atatürk açısından önemliydi. Daha Havza Genelgesi’yle birlikte başlayan, yani daha 1919 yılının Haziran ayında başlayan süreçte, İzmir’in tekrar Türk hakimiyetine girmesi gerektiği konusunda pek çok icraatin hayata geçirilmesinde en önemli nedenlerden biri, İzmir’in işgali olmuştur” dedi.
‘Kurtuluş’un motivasyonu İzmir’
15 Mayıs’ta İzmir’in işgal edilmesinin, Mustafa Kemal Paşa’nın halkı tekrar bir Kurtuluş Savaşı’na motive etmesinde çok önemli bir aracı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çakmak, İzmir’in işgalinin, ‘hasta adam öldü ölecek’ denilen bir milletin tekrar bir şokla kendine gelmesi olarak nitelendirdi. Çakmak sözlerine şöyle devam etti: “O süreç Mustafa Kemal Atatürk açısından son derece belirleyici olmuştur. Atatürk, Havza Genelgesi’nden başlayarak, Kongreler sürecinde Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden sürekli olarak İzmir’in tekrar Türk hakimiyetine gireceğini ifade etmiştir. Gerçekten o ‘Kızıl Elma’ kavramını İzmir ile özdeşleştirmiştir. Dikkat ederseniz biz; Türk Kurtuluş Savaşı’nın 17 Eylül’de Bandırma’dan son Yunan askerinin topraklarımızı terk etmesiyle bittiğini söylüyoruz ama aslında 9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu bu savaşın sonlanması olarak nitelendirilir.”
‘İzmir için şehit oldular’
İzmir’in hem Milli Mücadele’nin hem de Cumhuriyet’in simgesi olduğunu aktaran Çakmak, “İzmir dediğimizde ismini zikretmemiz gerekenlerden birkaçından biri Süleyman Fethi Bey’dir. Kendisi ‘Yaşa Venizelos’ demediği için süngülenerek hayatını kaybetmiştir. Türk askerini simgeler. Elbette ki Hasan Tahsin oldukça önemli bir isimdir. Kurtuluşta da adını zikretmemiz gereken kişi, İzmir’de Hükümet Konağı’nda 9 Eylül sabahı Yunan Bayrağı’nı indirip, Türk Bayrağı’nı göndere çeken Türk Subayı Yüzbaşı Şerafettin Bey’dir. 9 Eylül’den bahsettiğimizde onların isimlerini anmadan geçemeyiz. Bu isimler İzmir için canlarını verdi” şeklinde konuştu.
HAVADA DA KUTLANACAK
9 Eylül İzmir’in 103’üncü Kurtuluş yıldönümü için İzmir’de düzenlenecek programlar şunlar:
09.00 – Zafer Yürüyüşü (Basmane – Cumhuriyet Meydanı)
10.00 – Çelenk Sunma Töreni (Cumhuriyet Meydanı)
10.30 – Bayrak Töreni ve İzmir’in kurtuluşunun canlandırılması (Konak Atatürk Meydanı)
11.15 – Cumhuriyet Meydanı Resmî Kutlama Töreni
Protokol konuşmaları, halk oyunları, bando, mehteran ve jandarma gösterileri
16.00 – Jandarma Mehteran Konseri (Gündoğdu Meydanı)
17.00 – Atlı Süvari Birlikleri Yürüyüşü (Cumhuriyet Meydanı – Kordon – Gündoğdu)
18.10 – Türk Yıldızları Gösterisi (Gündoğdu Meydanı)
18.45 – SoloTürk Gösterisi (Gündoğdu Meydanı)
20.15 – Fener Alayı (Cumhuriyet Meydanı – Kültürpark Lozan Kapısı)
21.00 – Mor ve Ötesi Konseri (Kültürpark Çim Alanı)