Türkiye’de evlilikler kadar boşanmalar da giderek gündemin önemli başlıklarından biri haline gelirken, artık boşanma süreci yalnızca duygusal değil ciddi bir ekonomik yük olarak da vatandaşların omuzlarına biniyor. Artan mahkeme masrafları, yüksek avukat ücretleri ve nafaka talepleri yüzünden pek çok çift, boşanma davasını sürdürebilmek için bankaların kapısını çalmak zorunda kalıyor. Adliyelerdeki yoğunluk, boşanma davalarının maliyetinin anlaşmalı davalarda 50 bin TL’den, çekişmeli davalarda ise 150 bin TL ve üzerine çıktığını gösteriyor.

Nur Tavlı 2

‘Çekişmeli’ pahalı

Boşanma davalarındaki artışın, doğrudan ekonomik krizin aile hukukuna yansıması olarak da değerlendirilmesi gerektiğini belirten Avukat Nur Tavlı, “Özellikle 2021 sonrası dönemde artan enflasyon, kira bedellerindeki olağanüstü yükseliş, temel tüketim maddelerine erişimde yaşanan güçlükler ve tek gelirli hanelerin sürdürülemez hale gelmesi, evlilik içi çatışmaları ciddi biçimde artırmıştır. Adliyelerde gözlemlediğim tablo, özellikle çekişmeli boşanma dosyalarının sayısında bariz bir artış olduğunu; buna karşın anlaşmalı boşanma dosyalarının önceki yıllara kıyasla azaldığını gösteriyor. Zira taraflar artık ekonomik sonuçlar üzerinde uzlaşmakta da zorlanmaktadır. Türkiye’de bir boşanma davasının maliyetini artıran başlıca unsurlar; artan yargı harçları, bilirkişi ücretleri, sosyal inceleme raporları, keşif giderleri ve avukatlık ücretlerindeki güncellemelerdir. Özellikle çekişmeli boşanmalarda mal rejiminin tasfiyesi için alınan bilirkişi raporları, dosya başına ciddi bir mali yük oluşturuyor. Buna ek olarak, davaların uzun sürmesi nedeniyle duruşma sayısının artması, ulaşım ve zaman kaybı gibi dolaylı masrafları da beraberinde getiriyor” dedi.

‘Taksit istiyorlar’

Türkiye’de boşanma davalarının uzamasının başlıca nedenleri arasında mahkemelerin iş yükü, bilirkişi raporlarının gecikmesi ve tarafların stratejik davranışlarının yer aldığını aktaran Nur Tavlı, “Özellikle mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bilirkişi raporları aylarca bekleniyor. Bu da davanın sürüncemede kalmasına yol açmaktadır. Her bilirkişi raporu, taraflara ek bir mali külfet getirmekte ve dava giderlerini katlıyor. Taraflardan biri dahi bilirkişi raporuna itiraz ederse mahkemeler çoğu zaman ek rapor alınmasına ya da yeni bir bilirkişi heyeti görevlendirilmesine karar veriyor. Yeni bir rapor alınması gerektiği için süreç uzamaya devam ediyor maliyet de katlanıyor. Son dönemde boşanmak için kredi çeken ya da borçlanan müvekkillerde artış gözlemleniyor. Türkiye’de son yıllarda boşanma sürecini finanse edebilmek amacıyla banka kredisi kullanan, kredi kartı borçlanan, vekâlet ücretini taksitle ödemek isteyen veya aile bireylerinden destek alan müvekkillerimin sayısında ciddi bir artış gözlemleniyor. Boşanma, artık birçok kişi için planlanması gereken bir süreç haline geldi” diye konuştu.

‘4-5 seneyi buluyor’

Şu an bir çekişmeli boşanma davasının kesinleşmesinin en azından 4-5 seneyi bulduğunu aktaran Tavlı, “Türkiye’de ekonomik belirsizlik arttıkça, taraflar hak kaybı yaşamamak adına daha sert ve detaylı talepler ileri sürmekte; bu durum da davaların uzamasına ve maliyetin katlanmasına yol açabiliyor. Nafaka talepleri, özellikle süresiz nafaka tartışmaları bağlamında taraflar arasında ciddi bir gerilim yaratıyor. Mal paylaşımı davaları ise, artan gayrimenkul değerleri nedeniyle adeta ikinci bir ekonomik mücadele alanına dönüşmüştür. Velayet meselesi ise, hem duygusal hem de ekonomik boyutlarıyla süreci daha da ağırlaştırıyor. Bu talepler, tarafların uzlaşma ihtimalini zayıflatmakta ve davaları kaçınılmaz olarak uzatıyor” sözlerine yer verdi.

‘Vazgeçebiliyorlar’

Şiddet içermeyen ancak fiilen bitmiş evliliklerde kadınların, boşanma sonrası ayrı bir ev tutamayacağı, nafakanın yetersiz kalacağı ya da nafakanın hiç bağlanmama ihtimali nedeniyle boşanma kararının ertelediğini söyleyen Avukat Nur Tavlı, “Özellikle büyükşehirlerde artan kira bedelleri, kadınlar için boşanma sonrası yaşamı neredeyse imkânsız hale getiriyor. Bu nedenle birçok kadın, evlilik birliği hukuken devam ederken fiilen ayrı hayatlar sürdürmeyi tercih etmekte; hukuki boşanma sürecini ekonomik koşulların düzelmesine kadar öteliyor. Ayrıca çekişmeli boşanma davalarında mal paylaşımı ve nafaka taleplerinin uzun yıllara yayılması, kadınlar açısından sürecin ekonomik yükünü daha da ağırlaştırıyor. Bu durum, kadınların süreçten ciddi şekilde korkmasına, haklarından feragat etmeye zorlanmasına veya boşanma talebinden tamamen vazgeçmesine yol açabiliyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Filiz Erol