Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü emekli öğretim üyesi Osman Bektaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Marmara Denizi’nin farklı kesimlerinde deprem büyüklüklerinin neden değiştiğine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Bektaş, İzmit-Şarköy hattını kapsayan Doğu ve Batı Marmara’nın 7 ve üzeri büyüklükte depremler üretebildiğini, buna karşın Silivri-Adalar arasındaki Orta Marmara segmentinde depremlerin genellikle 7’nin altında kaldığını ifade etti.

“Sıcak Kabuk, Deprem Üreten Alanı Daraltıyor”

Açıklamada, Orta Marmara’ya doğru ilerledikçe yer kabuğunun sıcaklığının arttığına dikkat çekildi. Bektaş’a göre bu durum, depremleri üreten soğuk ve kırılgan kabuk bölümünün kalınlığını azaltıyor. Sonuç olarak, bölgede daha sığ derinliklerde ve orta büyüklükte depremler meydana geliyor. Paylaşılan görsel verilerde, 1912 Şarköy (7,4) ve 1999 İzmit (7,4) depremleri ile Orta Marmara’da geçmişte yaşanan daha düşük büyüklükteki sarsıntılar karşılaştırmalı olarak yer aldı.

Prof Dr Osman Bektastan Marmara Depremleri Icin Dikkat Ceken Aciklama

Faylarda “Creep” Etkisi Öne Çıkıyor

Bektaş’ın dikkat çektiği bir diğer unsur ise yüksek ısı ve akışkanların faylar üzerindeki etkisi oldu. Bu koşulların fay yüzeylerini adeta “yağladığını” belirten Bektaş, bu sayede fayların kilitlenmeden, yavaş ve sürekli kayabildiğini (creep) vurguladı. Bu mekanizmanın, enerjinin birikmeden boşalmasına yol açarak büyük deprem üretme potansiyelini sınırladığı ifade edildi.

Japon Bilim İnsanlarının Çalışmalarıyla Destekleniyor

Marmara Denizi’nin bu karakteristik depremselliğinin, uluslararası bilimsel çalışmalarla da örtüştüğünü belirten Bektaş, Uchida ve çalışma arkadaşlarının Marmara’daki fayların kilitli, kısmi kilitli ve tam akma (creep) zonlarını detaylı biçimde ortaya koyduğunu hatırlattı. Söz konusu çalışmalarda, Orta Marmara’nın kısmi sürünme bölgesi özelliği taşıdığı ve bu nedenle büyük kırılmalar yerine tekrarlayan orta ölçekli depremler ürettiği belirtiliyor.

Kaynak: Haber Merkezi