Altın fiyatlarındaki hızlı yükseliş, Türkiye’nin ekonomik nabzının attığı yer olan Kapalı Çarşı’da piyasayı adeta kilitledi. Gram altının 5 bin 500 TL seviyesine ulaşmasıyla birlikte, çeyrek altın alım-satım makası tarihte ilk kez 500 TL’yi gördü. Bu olağanüstü fark, fiziki altın piyasasında büyük bir belirsizlik yarattı.
Kuyumcular, sattıkları altını aynı fiyattan yeniden temin edemedikleri için satış işlemlerini geçici olarak durdurdu. Kapalı Çarşı esnafı, “Dükkandan çıkan müşteri kapıda kazanmaya başlıyor” diyerek piyasadaki sıra dışı tabloyu özetledi. Artan talep, yalnızca bireysel yatırımcılardan değil, merkez bankalarından da geliyor.
Altın ve para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, 51 yıl sonra ilk kez böyle bir tabloyla karşılaştıklarını belirterek, “1974’ten bu yana altın fiyatlarının bu denli hızlı ve öngörülemez biçimde yükseldiğine şahit olmamıştım. Fiyatlar anlık değişiyor, yatırımcı kapıdan çıkar çıkmaz kazanç elde ediyor. Bu, piyasadaki dengesizliği daha da artırıyor.” dedi.
Yıldırımtürk, küresel ölçekte merkez bankalarının rezerv politikalarını yeniden şekillendirdiğini ifade etti. Doların portföylerdeki ağırlığının azalmasıyla altına olan talebin hızla arttığını vurgulayan uzman, “Ülkeler arası ticarette takas yöntemine dönüş başladı. Örneğin Pakistan, İran’a mal gönderip karşılığında petrol alıyor. Bu tür işlemler yaygınlaştıkça altın gibi emtialar daha da değerlenecek. Eğer süreç bu yönde devam ederse, altının ons fiyatı 10 bin dolara ulaşabilir. Bu, hayal değil, yeni ekonomik düzenin gerçeği.” değerlendirmesinde bulundu.
Ekonomistler, kısa vadede altın fiyatlarında volatilitenin artabileceğini, ancak uzun vadede güvenli liman talebinin altını destekleyeceğini belirtiyor. Kapalı Çarşı’da yaşanan gelişmeler, sadece Türkiye için değil, küresel ekonomi açısından da dikkatle izleniyor.


