Yanlış ekonomi politikalarının faturası emekçilere kesiliyor. Maaşları her geçen gün eriyen emekli ve asgari ücretlilerin yanı sıra, çalışanların kıdem tazminatı da değerini kaybediyor. Geçmişte, yıllarca emek verip kıdem tazminatını alan bir çalışan, eline geçen parayla rahatlıkla bir ev ya da sıfır kilometre bir otomobil sahibi olabiliyordu. Bugün ise aylık 45 bin TL maaşla 15 yıl çalışan bir işçi, emekliye ayrıldığı zaman 808 bin 795 TL tazminat alacak. Bu para, İzmir’de ortalama 4 milyon 399 bin 900 TL olan 100 metrekare bir evin, 659 bin 985 TL’lik 15 metrekarelik bir odasına yetiyor. Bir zamanlar ev sahibi yapan emeklilik ikramiyesi bugün geçici bir nefes parası olmaktan öteye gidemiyor. Çalışma ömrünün ödülü olması gereken tazminat, artık emeklilikte ancak birkaç aylık geçim masrafını karşılayabilen sembolik bir rakama dönüşmüş durumda.
‘Araba bile alamıyor’
Uzun yıllar çalışma karşılığında artık tazminatlarla hiçbir şey alınamaz hale geldiğini belirten SGK Uzmanı Dilek Ete, “Çok yüksek maaşlı işçi bile 25-30 yıl çalışsa dahi ev ya da araba alma şansı yok. Tavanın da maaşa oranlı olması gerekiyor. 1980’de kıdem tazminatına tavan getirildi. 1980 öncesinde bir işçi emekli olduğunda 25 yıllık kıdem tazminatıyla bahçeli, iki katlı bir ev, sıfır bir araba alabiliyordu. Şimdi ise ikinci el arabayı zor alabilir. Şu an en son rakam 54 bin lira. Her yıl bu tutar artırılıyor. Ancak kıdem tazminatı tavanı önceden böyle değildi; en yüksek memur maaşı katsayısıyla hesaplanıyordu. Şimdi ise, kıdem tazminatıyla ancak oda alınabiliyor. Önceden, çok önemli bir sebep olmadıkça insanlar emekli olana kadar aynı yerde çalışıyordu. İşverenler bu durumun tamamen kalkmasını bekliyorlar; çünkü buna alıştılar ve ödemekte zorlandıklarını söylüyorlar. Uzun süredir amaç, kıdem tazminatını azaltarak tamamen ortadan kaldırmak” dedi.
‘Tavan ücret mağduru’
Kıdem tazminatının, memur maaş katsayısına göre hesaplandığını aktaran Dilek Ete, “Altı ayda bir açıklanan katsayıya göre belirleniyor. Buna rağmen biz güncel asgari ücret ile kıyaslıyoruz. Pilotlar, gazeteciler ve bazı meslek gruplarında tavan uygulanmıyor. Ancak diğer mesleklerde tavan yüzünden, brüt maaşı 150 bin lira olan biri bile tazminatını 54 bin lira üzerinden alıp ‘tavan ücret’ mağduru oluyor. Çalışanların yapabilecekleri çok az şey var. Olması gereken, konut ve araba fiyatları nasıl artıyorsa kıdem tazminatının da aynı oranda artması. Ama bunun için öncelikle TÜİK’in enflasyon rakamlarını doğru açıklaması gerekiyor” diye konuştu.
‘Kaldırılması isteniyor’
Asıl amacın, kıdem tazminatını ortadan kaldırmak olduğunu dile getiren Ekonomist Dr. Osman Sirkeci, “En çok dile getirilen iddia ise Türkiye’den başka bu kadar yüksek kıdem tazminatı uygulamasının olmadığı yönünde. Eskiden Türkiye’de 20-30 yıl çalışarak emekli olmak mümkündü. Bugün gelinen noktada ise tartışmalar, kıdem tazminatının neredeyse bir işçinin bir yıllık asgari ücretiyle sınırlanması aşamasına gelmiş durumda. Yıllar önce devlet memuriyetinden emekli olan biri, yeni bir ev veya yeni bir otomobil alabiliyordu. Şimdi ise kıdem tazminatıyla bırakın ev ya da otomobil almayı, bir oda almak bile mümkün değil. Türkiye’nin geldiği noktada, çalışan veya emekli bir kişinin 30-40 yıl çalıştıktan sonra emekliliğinin geri kalan 10-20 yılını huzur içinde geçirmesi garanti altında değil” ifadelerini kullandı.
‘Her yıl arttırılmalı’
Meselenin sadece kıdem tazminatı ya da emeklilik ikramiyesi olmadığını aktaran Ekonomist Dr. Sirkeci, “İşsizlik sürecinde alınabilen işsizlik ödeneği de ciddi bir sorun. Milyonlarca işsiz bu ödenekten ya 2 ay ya 6 ay gibi çok kısa süreler yararlanabiliyor. Ardından ikramiyelerdeki kesintiler geliyor. Kıdem tazminatı, ister memur ister işçi olsun, emeğini kiraya veren ücretli çalışanın, hangi koşulda olursa olsun, emeklilik ikramiyesi olarak görülmelidir. Ancak bu, piyangodan çıkan bir ikramiye değildir. İnsan çalışma gücünü, koşullarını ve emeğini satarken, üretim sürecinde doğal olarak hak ettiği bir ücrettir. Dolayısıyla kıdem tazminatı, ülkenin kalkınması ve büyümesi dikkate alınarak kısıtlanmak bir yana, her yıl ülke büyüme oranına göre arttırılmalıdır” diye konuştu.