Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Dr. Fatih Karahan, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı’nda enflasyon ve piyasa faizlerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Karahan, faizler, dezenflasyon ve fiyat istikrarı konularında değerlendirmelerde bulundu.

TCMB’nin Öncelikleri: Rezerv, KKM ve Fiyat İstikrarı

Karahan, TCMB’nin 2025 yılı hedeflerini üç ana başlıkta özetledi:

  • Rezerv yeterliliği
  • KKM (Kur Korumalı Mevduat) bakiyesinin azaltılması
  • Fiyat istikrarının sağlanması

Başkan, rezervlerde 124 milyar dolardan fazla artış sağlandığını ve KKM hesaplarının 143 milyar dolardan 1 milyar doların altına indiğini belirtti. En önemli önceliklerinin fiyat istikrarı olduğunu vurgulayan Karahan, yüksek enflasyonun vatandaşın alım gücünü ve yaşam standardını olumsuz etkilediğini söyledi.

Dezenflasyon Sürüyor

Karahan, dezenflasyon sürecinin devam ettiğini ve sürdürüleceğini belirtti. Politika faizinde alınan kararlarla piyasadaki kısa vadeli faizlerin şekillendiğini ifade eden Başkan, uzun vadeli kredi faizlerinin ise Merkez Bankası politika faizinden daha sınırlı etkilendiğini söyledi. Karahan ayrıca, faiz oranlarının düşüşünü kalıcı hale getirmek ve uzun vadeli yatırımları teşvik etmek için sıkı para politikası duruşunun süreceğini belirtti.

Kredi Faizler Neden Düşmüyor?

Enflasyon verilerine de değinen Karahan, temel mal enflasyonunun manşetin altında olduğunu, hizmet enflasyonunun ise yüksek seyrettiğini ifade etti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, kira ve eğitimde enflasyonun yüksek olmasının sebeplerini anlattı. Faizler nasıl düşer? Burada piyasa faizlerinden bahsedeceğim. Hem hanehalkı hem reel sektör için önemli olan piyasadaki faizler. Bu noktada öncelikle politika faizinde piyasa faizleri arasındaki farka değinmem gerekiyor. Politika faizi Merkez Bankası tarafından belirlenirken, piyasa faizleri, piyasa koşulları içinde şekilleniyor.

Uzun vadeli kredi faizleri enflasyon gerçekleşmeleri, enflasyon beklentileri ve belirsizlik üzerinden şekilleniyor. Aslında politika faizindeki hareketlerin her zaman piyasaya yansımayabileceğini örnek üzerinden anlatmak istiyorum. Eylül 2021’de başlayan indirim döngüsünde Merkez Bankası’nın politika faizini 5 puan indirdiğini görüyoruz. Normal şartlarda politika faizindeki bu düşüşün piyasadaki faizlere yansımasını beklersiniz. Ancak bu dönemde piyasadaki faizlere baktığımızda ticari kredi faizlerinden 4.5 puan, tüketici kredisi faizlerinin 5 puandan fazla arttığını görüyoruz. Peki piyasa faizlerin eden yükseldi. Bunu anlamak için bu dönemde enflasyon beklentilerine bakmamız yeterli. Enflasyon beklentileri bu süreçte 25 puandan fazla yükseldi. Finansal piyasadaki aktörler fonlama maliyetleri düşse de bunu uzun vadeli kredilere yansıtmaktan çekindiler. Piyasadaki faizler Merkez Bankası faizinden farklı hareket etti.

Piyasa Faizleri ve Uzun Vadeli Krediler

Karahan, hanehalkı ve reel sektör açısından piyasa faizlerinin kritik olduğunu belirtti. Merkez Bankası politika faizinin kısa vadeli faizlerde belirleyici olduğunu, uzun vadeli kredilerde ise etkisinin sınırlı kaldığını söyledi. Başkan, 2-5 yıllık vadeli kredilerin payının halen tarihsel ortalamanın altında olduğunu ancak enflasyon düştükçe bu vadelerin artacağını öngördüklerini kaydetti.

Fiyat İstikrarı ve Sürdürülebilir Büyüme

Karahan, fiyat istikrarının öngörülebilirliği artırdığını, faizlerin kalıcı olarak düşmesini ve uzun vadeli yatırım yapılabilirliğini sağladığını belirtti. Yüksek enflasyon dönemlerinde büyümenin oynak olduğunu, özel tüketimde artışın ise sınırlı kaldığını ifade etti. Başkan, TCMB olarak fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için “ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceklerini” vurguladı.

Kaynak: Haber Merkezi