Ekonomik kriz vatandaşı derinden sarsmaya devam ediyor. Maaşıyla gıdasını karşılayamayan vatandaş, tenceresini kredi kartına yüklenerek kaynattı. Kartlı gıda harcamaları bir yılda yüzde 133 artış gösterirken, 755 bin 160 kişi borcunu ödeyemedi. Sadece 6 ayda çeşitli gıda harcamaları yüzde 32,7, market harcamaları yüzde 32,6, yemek harcamaları ise yüzde 44,5 oranında artış gösterdi. Toplam kredi kartı harcamalarında ise yüzde 24,5'lik artış yaşandı. Aralık 2023'ten Temmuz 2025’e kadar olan 1,5 yıllık dönemde toplam kredi kartı harcamaları yüzde 79,1 arttı. Çeşitli gıda harcamalarında yüzde 103 artış yaşandı.
Market harcamaları yüzde 111, yemek harcamaları ise yüzde 133 oranında arttı. Bu artışlar vatandaşın kredi kartına mecbur hale geldiğini, tencerede yemek değil, borç kaynadığını gösteriyor. Vatandaşlar artık sağlıklı beslenmeyi değil, yalnızca karnını doyurmayı hedefliyor. Üstelik 2025 yılının Mayıs ayında 192 bin kişi ilk defa kredi kartı, 118 bin kişi ise ilk kez tüketici kredisi kullandı.
“Zenginleşenler de var”
Market harcamalarının oldukça fazla olduğunu belirten Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, “Günümüzde dışarıda yemek yemek artık oldukça pahalı hale geldi. Ancak yine de toplumun belli bir kesimi, özellikle yüzde 44,5’luk bir grup, ekonomik olarak dışarıda yemek yiyebilecek düzeyde. Bu da bize gelir dağılımıyla ilgili önemli bir gösterge sunuyor. Çünkü enflasyon, doğrudan gelir dağılımını bozan bir unsur. Enflasyon arttıkça, gelir adaleti bozuluyor, bu süreçte servet sahipleri, mülkü olanlar örneğin birden fazla evi, arsası, kiralık gayrimenkulü olanlar zenginleşiyor. Yani enflasyon bir yandan yoksullaştırırken diğer yandan bazı kesimleri zenginleştiriyor” dedi.
Toplumda orta tabakanın bir kısmıyla birlikte yüksek ücret alan, çeşitli gelir kaynaklarına sahip olan grupların dışarıda yemek yiyebildiğini aktaran Prof. Dr. Erkan, “Ama kalan yüzde 32,5’luk ya da belki daha da yüksek olan yoksul kesim, mecburen market market dolaşıp en ucuz ürünü bulmaya çalışıyor. Bunu sahada da gözlemliyoruz. İnsanlar aynı sokakta yer alan küçük AVM’ler arasında gidip geliyor, fiyat karşılaştırması yaparak en ucuz ürünü almaya çalışıyor. Bu da çok ciddi bir yoksullaşmanın işareti” diye konuştu.
Türkiye’de çalışan kesimin büyük çoğunluğunun asgari ücretli olduğunu dile getiren Prof. Dr. Hüsnü Erkan, “Asgari ücret adeta temel ücret gibi uygulanıyor. Bu yüzden yoksul kesimin oranı yüzde 40’ların da üstüne çıkabilir Çeşitli gıda harcamaları yüzde 32, market harcamaları yine yüzde 32, ancak dışarıda yemek harcamaları yüzde 4,5. Dışarıdan yemek yemek bu kadar pahalı hale gelmişken, bu yüzde 4,5’lik harcamayı yapanların kim olduğu da önemli. Bugün bir lokantada 1000 liranın altında yemek yemek neredeyse imkânsız. Dışarıda yemek yeme oranının yüksek olması, gelir dağılımındaki bozulmanın bir yansımasıdır. Çalışanlar arasında evden yemek getirenler çoğunlukta çünkü bu en ucuz çözüm. Düşük gelirli insanların dışarıda yemek yeme şansı yok. Ama yüksek maaş alan, birkaç yerden maaş alanlar bu konuda daha rahat. Yoğun çalışanlar da zaman dahi bulamayıp mecburen dışarıda yiyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Nakit para yetmiyor’
2025 yılı mayıs ayında 192 bin kişinin ilk kez kredi kartı kullanmaya başladığını söyleyen Prof. Dr. Erkan, “Bu çok önemli çünkü artık eldeki nakit para yetmediği için insanlar kredi kartıyla geçinmeye çalışıyor. Kredi kartı, kişilerin o anda ellerinde para olmasa bile harcama yapabilmesine olanak sağlıyor. Genç nüfusun da bu duruma dahil olduğu görülüyor. Kredi kartı yaşı giderek düşüyor. Nakit yerine kart kullanımının yaygınlaşması, ekonomideki darboğazın ve günlük yaşamda karşılaşılan maddi zorlukların doğal bir sonucu. Bu tablo bize toplumda ekonomik uçurumun giderek derinleştiğini gösteriyor. Enflasyonun etkisiyle bir kesim daha da zenginleşirken, çok daha geniş bir kesim yoksullaşıyor. Bu da temel tüketim alışkanlıklarından, ödeme yöntemlerine kadar her alanda kendini gösteriyor” sözlerine yer verdi.
‘Sofralar borçla kuruluyor’
Ülkemizde derin yoksulluk yaşayanların sayısının arttığını vurgulayan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Açlık sınırının altında geliri olan milyonlar var. Enflasyon mutfakta, markette hissedilmektedir. Tencerede yemek borçla pişiyor, sofralar borçla kuruluyor. Vatandaş sağlıklı beslenme değil, açlığını bastırarak yaşamına devam etmektedir” dedi.